Mevlâna’ya Gelenler Buraya Uğramadan Gitmiyor!

Mevlâna’ya Gelenler Buraya Uğramadan Gitmiyor!
 Muhabir
Konya’nın simgesi olan Mevlâna Türbesi her gün yerli ve yabancı yüzlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Mevlana’ya gelen ziyaretçiler Mevlana’nın o sözüne istinaden önce oraya gidiyorlar. İşte o yer...

Konya’da, Şems Parkı olarak bilinen alanın içinde eski bir cami ve türbe bulunuyor. Yılın her günü ziyaretçilerle dolup taşan Mevlânâ türbesine yaklaşık on dakikalık mesafedeki bu mekânı bilen ve ziyaret edenlerin sayısı ise parmakla gösteriliyor. Parkın içinde bulunan türbe Mevlana’nın hocası Şems-i Tebrizi’ye ait...

Konya’ya geldiğiniz zaman uğramadan gitmeyeceğiniz bir yer de Şemsi Tebrizi’nin türbesi olmalıdır. Mevlâna türbesine çok yakın olan Şems-i Tebrizi türbesini ziyaret edenlerin sayısı oldukça fazladır. Mevlana’nın kendisini ziyarete gelenlere bir vasiyeti bulunmaktadır.

‘O der ki: Beni ziyaret etmeden önce hocamı ziyaret edin, öncelik hocamındır.’

Konya, Mevlana’yı ziyaretten ibaret değildir. Mevlâna’yı Mevlâna yapan onu pişiren Şems-i Tebrizi'yi ziyareti unutmayalım.

ŞEMS-İ TEBRİZİ KİMDİR

Şems-i Tebrizi 1185 yılında Tebriz'de doğdu. Küçük yaşlarda iyi bir dini tahsil gördü. Tebrizli Ebubekir Sellaf'ın müridi olan Şems, ününü duyduğu bütün meşhur şeyhlerden feyz almaya çalışmış ve farklı yerleri seyahat etmiştir. Gezginliğinden dolayı kendisine "Şemseddin Perende" (Uçan Şemseddin) denilmiştir. Ayrıca Tebriz’de tarikat pirleri ve hakikat arifleri ona "Kâmil-i Tebrizî" adını vermişlerdir.

Dünyaya, kılık ve kıyafete önem vermeyen Şems, Mevlâna Celaleddin Rumi ile 3 yıl süren beraberliği neticesinde onun hayatında yeni ufukların açılmasına vesile olmuştur.

Şems-i Tebrizi Şam’a döndüğünde, Mevlâna için onun yokluğu dayanılmazdır. Şems’in varlığını kabullenememiş kimseler, Mevlana’ya ileri geri laflar etmişlerdir. Mevlâna’nın bu kimselerden birine verdiği cevap şöyledir:

"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."

Bir süre sonra Şems, Mevlâna Celaleddin Rumi'nin oğlu Sultan Veled’in çağrısı üzere Konya’ya geri döndü. Mevlâna bir daha şehirden ayrılmasın diye, onu bir kızla evlenmeye ikna eder. Bu kız Mevlâna’nın evinde evlatlık olan Kimya Hatun’dur. Kimya Hatun’a gizliden âşık olan, Mevlana’nın küçük oğlu Alaeddin, bu durumu hazmedemez ve Şems aleyhtarlarının yanında yer almaya başlar. -Buse Aşcı

Kaynak:Konya'nın Sesi