Konya'daki Selçuklu Sultanlarının Kemiklerine Ne Oldu? Pelin Çift'in Programından Şaşırtan Detaylar...

Konya'daki Selçuklu Sultanlarının Kemiklerine Ne Oldu? Pelin Çift'in Programından Şaşırtan Detaylar...
Tarihi Konya Alaeddin Camisi'nde bulunan sanduka içindeki Sultanların kemiklerinin karıştırıldığı ile ilgili iddialar öne sürülmüştü. 2017 yılından bu yana yapılan çalışmalarda ilginç sonuçlara varılmıştı. Peki, Selçuklu Sultanlarının kemiklerine ne...

Tarihi Konya Alaeddin Camisi'nde bulunan sanduka içindeki Sultanların kemiklerinin karıştırıldığı ile ilgili iddialar öne sürülmüştü. 2017 yılından bu yana yapılan çalışmalarda ilginç sonuçlara varılmıştı. Peki, Selçuklu Sultanlarının kemiklerine ne oldu, başlarına neler geldi? Bu sorular Pelin Çift ile Gündem Ötesi adlı programda yanıt buldu. İşte detaylar…

Anadolu’da 1077 ile 1308 yılları arasında hüküm süren Türkiye Selçuklu Devleti’nin hükümdarlarının DNA analizleriyle suretleri ortaya çıkarıldı. Bunun için İstanbul Adlî Tıp Kurumu’nun yanısıra Türkiye Atom Dairesi Başkanlığı’ndan yardım alındı. Saç, göz, deri ve yaş konularında alınan sonuçlar ile tomografilerden elde edilen bilgiler kafataslarının üç boyutlu kopyelerine işlendi ve kemikleri Alâeddin Tepesi’nde bulunan on üç Türkiye Selçuklu Hükümdarı ile iki kadının ve diğer hanedan mensuplarından bazılarının kafatasları etlendirildi.

Pelin Çift ile Gündem Ötesi adlı programda Selçuklu Hükümdarları hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Emel Akpolat, “2017 yılında alana intikal ettiğimizde cesetlerin kondisyonları gerçekten berbat durumdaydı. Tam bir bütünlük sağlanamamış kafalar ayrı yerde ve postkraniyal diyerek hitap ettiğimiz bedenler ise farklı yerlerdeydi. Sandukalar açıldıktan sonra yanındaki türbeye geçirildi. Ardından kuru ve ıslak temizlikleri yapıldı. Bunun yanı sıra ayrıştırmaya girildi birbiriyle aynı olan kemikler ve kafatasları ayrılmaya gidildi. Ondan sonra kimliklendirmesi konusunda hocalarımız ile birlikte çalışmaya başladık” ifadelerini kullandı.

SELÇUKLU HÜKÜMDARLARINDA

KİMLİKLENDİRME NASIL YAPILDI?

Selçuklu Hükümdarlarının nasıl kimliklendirildiğini açıklayan Dr. Emel Akpolat, “İnsanoğlunun yaşarken sahip olduğu hastalıkların iskelet yapısına indikesi ve ölüm sebepleri pozitif kimliklendirmede çok önemlidir. Kemikleri tespit edilen sultanlardan ilkinin tarihte en uzun süre hüküm süren Anadolu Selçuklu Sultanı olarak bilinen ve 1156 yılında vefat eden 1. Rükneddin Mes'ud olduğu belirlendi. Mes'ud, yaşı ve tarih kaynaklarında yer alan hastalığı dikkate alınarak uygun kemikler birleştirilerek defnedildi. Yapılan incelemelerde ayrıca Sultan 2. Kılıç Arslan ve 10. sultan olarak tahta çıkan Sultan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev'e ait kemikler de saptandı. Uzmanlar, kambur olduğu bilinen Sultan 2. Kılıç Arslan'ı, iki kemiğin birleşmesi olarak tanımlanan "sinoztoz" görülen kemiklerden tespit etti. 2. Gıyaseddin Keyhüsrev ise yaralanması ve ileri yaş özelliği itibarıyla uygun bulunan kemikler sayesinde tespit sağlandı” şeklinde konuştu.

SELÇUKLU SULTANLARININ

KEMİKLERİNİ KÖPEKLER Mİ ALDI?

İddiaya göre 1960'lı yıllarda türbenin restorasyon ve temizliği sırasında gece köpeklerin havalandırmadan girerek kemikleri dağıttığı iddiasına cevap veren Dr. Emel Akpolat, “Türbeden çıkarılan 27 kişi ama bunun maalesef 23'ü bizim için uygunluk gösterdi. İncelemeler sonucunda ayrıca bebekler ve yetişkin kemiklerine saptandı. Diğer üyelerin ise hanedan üyesi olduğu ve akraba oldukları yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıktı. İlk 3 bireyi tespit edildikten sonra kalan kişilerin kimlik tespitlerini de yapmaya devam ettik. 2021 yılında beden bütünlüğünü sağlamak üzere tekrar tasnife girdik ve bu beden bütünlemesinde bireylere ait herhangi bir postkraniyal eksiklik yoktu. 27 kişiye ait kemikler mevcuttu. Cesetlerin zaman içinde nasıl parçalandığı poşetlere konulduğu ve kedi köpeklerin götürdüğü şeklinde bir öngörü söyleyemeyiz. Bunun altını çizmek istiyorum. Kedi ve köpeklerin avluda bu cesetleri üşüştüğü konusunda görgü tanıkları var sanırım bu ifade durumun vahametini anlatmak için ifade edilen bir şeydir” dedi. •Gizem Başar

Kaynak:Konya'nın Sesi