Konya Üç Aylara Coşkuyla ‘Merhaba’ Dedi!

Konya Üç Aylara Coşkuyla ‘Merhaba’ Dedi!
 İnternet Editörü
Müslümanlar için manevi anlamda önemli olan, toplumda “üç aylar” olarak adlandırılan Recep, Şaban ve Ramazan’ın ilk ayına girildi.

İslam Alemi için önem arz eden üç aylar, Recep, Şaban ve Ramazan, manevi açıdan büyük bir zaman dilimidir. Bu aylar, ibadetlerin arttığı, duaların kabul edildiğine inanılan ve Müslümanlar için arınma ve bağışlanma fırsatı sunan mübarek dönemlerdir. Recep ayı, Regaip ve Miraç Kandilleri ile başlarken; Şaban ayı, Berat Kandili ile anlam kazanır. Ramazan ayı ise oruç, Kur'an-ı Kerim'in indirilişi ve Kadir Gecesi ile zirveye ulaşır. 3 ayların önemini anlatan Emekli Müftü Mehmet Emin Parlaktürk ise, “Ay takvimi dediğimiz “Kameri” aylardan Recep, Şaban ve Ramazan’a üç aylar denir. İslam’da bu ayların önemi Ramazan’a yakın olmalarıyla ve içinde mübarek sayılan bazı gecelerin bulunmasıyla alakalıdır. Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam Recep ayı gelince ibadetlerini çoğaltırdı. Özellikle oruç tutmayı artırırdı. Şaban ayında ise daha çok oruç tutar, ibadet hayatı diğer aylara göre daha yoğun geçerdi. Ramazan ayında ise oruçlarını tam tutar, diğer ibadetlerini adeta zirveye taşırdı” diye konuştu.

aylae-1.jpg

“MÜSLÜMANLAR BU AYLARDA ALLAH’IN HOŞNUTLUĞUNU KAZANMAK İÇİN ÇALIŞIRLAR”

“Bazı ay, hafta, gün ve geceler vardır ki, içinde barındırdıkları özellikler sebebiyle yapılan ibadet ve dualar daha değerli ve Allah katında kabule daha layık zamanlardır. Üç aylarda bu zaman dilimleri bolca mevcuttur” diyen Mehmet Emin Parlaktürk ,Recep ayının ilk günü ve Regaib gecesi ile yirmi yedinci Miraç gecesi, Şaban ayının yarısı olan Berat gecesi ve Ramazan ayının tamamı ile bin aydan hayırlı olan Kadir gecesinin, değerli zamanları içinde barındıran önemli gün ve geceler olduğunu belirtti. Parlaktürk, “Bu yüzden Müslümanlar bu gün ve gecelere daha çok rağbet ederler, ibadet ve dualarını artırarak Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya çalışırlar” dedi.

KONYA ÜÇ AYLARI KENDİNE HAS GELENEKLERİYLE GÜZEL BİR ŞEKİLDE KARŞILADI

Konya’da yaygın olan Şivlilik ve aynı gece çocuklarca yapılan fener alayının da, esasen İslami bir temele dayanmasa bile kültürel olarak Türk geleneğine yerleşmiş güzel adetlerden olduğuna dikkat çeken Parlaktürk, bunların aynı zamanda çocuklar için bir şenlik olduğunu ifade etti. Parlaktürk, “Bu etkinliklerle dini günlerimiz hatırlanmakta ve toplumda farkındalık oluşmaktadır. Bu gün ve gecelerde camilere gitmek, hediyeleşmek, kuruyemiş, çikolata, gofret, bisküvi, balon, oyuncak gibi şivlilikte dağıtılan şeylerle çocukları sevindirme çok güzel uygulamalardır. Hatta bazı evlerde kadınlarımızın “pişi” dedikleri yağda kızartılıp kabaran hamur işi yağlılar, bazı evlerde de bunların yufkaya sarılıp komşulara ikramı ve hatta kimi evlerde de bunların helvaya sarılıp dağıtılması sadece Konya’mıza has güzel geleneklerdendir. Konu-komşu, fakir-fukara, çoluk-çocuk bunlardan faydalandığı için bu gelenekleri canlı tutmakta fayda olduğu görüşündeyim” şeklinde konuştu.

uc-aylae-1.jpeg

“KADİR GECESİNDEN BAŞKA BİR GECE KUR’AN’DA GEÇMEZ”

Bunların yanında özellikle Kadir gecesine de değinen Parlaktürk, bu gecenin Kur’an-ı Kerim’de “leytletü’l-Kadr” diye geçen tek gece olduğunu aktardı. Diğer gecelerin isminin Kur’an’da geçmediğine dikkat çeken Parlaktürk, “Aslına bakılırsa bu geceler, Asr-ı Saadette yani Peygamberimiz zamanında ve sonraki ilk dönemlerde bugünkü gibi topluca kutlanmamış, herkes bireysel anlamda geceleri ihya etmeye çalışmışlardır. Ancak sonradan bu geceleri camilerde kutlamak sultanların ve padişahların teşvikiyle resmiyet kazanmış ve toplum içinde yaygınlaşmıştır. Peygamberimiz, “İbadetlerin hayırlısı, az da olsa devamlı yapılanıdır” buyurarak bize güzel bir ölçü vermiştir. Bu nedenle, diğer gün ve geceleri boş ve gafletle geçirip sadece bu geceleri ihya etmekle yetinmek doğru bir davranış olmaz. İbadetlerimizi yıl boyunca her gün ve her geceye eşit olarak yaymamız gerekir. Elbette bu mübarek gecelerde yoğunluğumuzu artırmamız güzel olur” ifadelerine yer verdi.

“ESKİDEN BU ÖZEL GÜNLER DAHA CANLI İDRAK EDİLİRDİ”

Mehmet Emin Parlaktürk, 3 aylarla ilgili son olarak şu görüşlerini belirtti: “Bildiğim kadarıyla eskiden bu gün ve geceler daha canlı idrak edilirdi. Üç aylar girdiğinde herkes birbirini “ilk namazın mübarek olsun” diye tebrik eder, komşular birbirlerinin evlerine gider, akrabalar ziyaret edilir, yemek davetleri olur ve kadınların evlerde yaptığı hamur işi yiyecekler konu-komşuya dağıtılırdı. Bu vesileyle ben de okuyucularımızın üç aylarını kutlar, sağlık, huzur ve mutluluk içinde bayrama kavuşmalarını Yüce Rabbimden niyaz ederim.”

•Tuba Kaya