Konya rekorlar şehri oldu! Milletvekili Özer sebebini açıkladı

Konya’nın 2024 yılında ihracat rekorları kırdığını vurgulayan AK Parti Konya Milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon Üyesi Mustafa Hakan Özer, bu noktada 2025 yılı için de önemli hedeflerin koyulduğunu açıkladı. Özer, gazetemizin gündeme dair sorularını yanıtladı.
AK Parti Konya Milletvekili ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon Üyesi Mustafa Hakan Özer, asgari ücret, Konya sanayisi ve Ortadoğu hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Özer, şu an asgari ücretlilerin alım gücünü artıracak ve koruyacak çalışmalarda bulunulduğunu bildirdi. 2024 yılında Konya’nın sanayide ihracat rekorları kırdığına da dikkat çeken Milletvekili Özer, 2025 yılı için de aynı hedeflerin olduğunu ve bu noktada çalışmaların sürdüğünü söyledi. Ayrıca Özer, yıllarca Konya’ya hizmet eden ve 17 Ocak günü il başkanlığı görevini devredecek olan AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı’ya yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkürlerini sunarak, “Hasan Angı, Konya’nın en önemli siyasi figürlerinden birisidir. Allah ondan razı olsun” diye konuştu. Milletvekili Özer, Konya’nın Sesi Gazetesi’nin gündeme dair sorduğu soruları cevaplandırdı.
“2025, FİYAT ARTIŞLARININ DÜŞTÜĞÜ BİR YIL OLACAK”
• CHP Genel Başkanı Özgür Özel, emeklilerin ve asgari ücret alanların maaşlarına yapılan zammı az bularak halkı, iktidara kırmızı kart çekmeye davet etti. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Her sene asgari ücret açıklandığında bu tarz siyasi söylemler hep oluyor. Ancak Türkiye olarak geçmişten bugüne asgari ücret standardını doğru analiz etmek gerekiyor. Çünkü ülkedeki her şeyi mukayese ederken fiziki gerçeğin de göz önünde bulundurmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca gelişmekte olan ülke statüsünde. Bu noktada AK Parti’nin performansına bakacak olursak; biz iktidara geldiğimizde 2001’li yıllardaki asgari ücret seviyesi aşağı yukarı 110 dolardı. Bugün ise asgari ücret 380 dolar seviyesine geldi. Ama bu asgari ücret doyurucu, yeterli, bir asgari ücretli bütün temel ihtiyaçlarını çok rahat bir şekilde giderebilir anlamına gelmiyor. O yüzden bu konuya doğru bir bakış açısıyla bakmamız gerekiyor. Emekli maaşlı veya asgari ücretli olanların tamamı aslında ülkenin ekonomisiyle ve sistemiyle orantılı kavramlardır. Devletin bir bütçesi vardır ve bu bütçeyle orantılı hareket edilmesi gerekiyor. Dolayısıyla asgari ücretle ilgili belirlediğimiz rakam Türkiye’nin bugünkü koşullarında en gerçekçi rakamdır. Şu anki asgari ücretin daha üzerindeki spesifik artışlar ilk başta miktarlı bir artış gibi gelse de özellikle son 5 senede enflasyonun ve fiyat artışının hızlı olduğu bir dönemi göze aldığımızda dar gelirlinin cebine girmeden asgari ücret hemen çıkıyordu. Bu noktada bizim enflasyonu tetiklemeyecek, olabilecek rakam artışını vermemiz gerekiyordu. Çünkü asgari ücrette özel bir artışa gidildiği zaman iş veren kısmında bir sorun çıkıyor. İstihdam azalıyor, işçi çıkarma gerçekleşiyordu. Bu da topyekün ekonomiye zarar veriyordu. Bunun yanında asgari ücret; bir ülkede çalışanlara verilebilecek en düşük rakamdır. Bu rakamın üstü de arz talep dengesine veya kişinin kalifiye olmasına göre doğal olarak bir artış oluşturulabiliyor. Özellikle pandemi süreciyle başlayan ve bütün dünyanın etkisi altında kaldığı bir enflasyon artışı dönemindeyiz. Bizim ülkemizde bu daha fazla hissedildi. Çünkü depremle beraber bunun ekonomik yansımaları da meydana geldi. Asgari ücrete ne zaman zam gelse bir gün veya bir hafta içerisinde marketlerden kiralara kadar fiyat artışlarıyla dar gelirlinin maaşı cebine girmeden bitiyordu. Ani artışlar sadece asgari ücretlinin değil genel olarak hepimizi yoran bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda ekonomik programı devam ettiriyoruz. Enflasyonun artış hızıyla ilgili ciddi bir düşüş var. Uzun yıllardan sonra ilk defa faizi düşürdük. Asgari ücretlinin alım gücünün korunmasını sağlayacak önlemler noktasında çok doğru ilerlediğimizi düşünüyorum. Bu yıl da fiyatların düşeceği bir yıl yaşayacağımızı tahmin ediyoruz. Ekonomik veriler bunu gösteriyor.
“KONYA EKONOMİK BOŞLUKLARI ÇOK GÜZEL DOLDURDU”
• Konya sanayisinin başarıları ve gelecek hedefleri nelerdir?
- Sanayi performansımız, ekonomik zorluklara rağmen gayet iyi geçti. Geçmiş dönemlere baktığımız zaman dengeler pandemi dönemiyle değişmişti. Ama Türkiye bu süreci kendi çerçevesinde en iyi atlatan ülkelerden bir tanesi oldu. Özellikle sanayi üretimi noktasında Batı’nın yeterli üretim yapamaması, Çin’in batı piyasasındaki önemli kayıplar yaşamasının boşluğunu Türk ve Konya sanayisi çok iyi doldurdu. Bu normalleşmeyle beraber ihracatta ve uluslararası ticarette rekabet ortamı biraz daha oluşmaya başladı. Ama sanayicimiz, bu geride bırakılan 3-4 sene içerisinde yeni pazarlara ulaştığı için hızlı ekonomik döngüden dolayı bir güçlenmede olduğumu düşünüyorum. Bu noktada Konya’da da neredeyse sürekli ihracat rekoru kırıyoruz. Türkiye’de de böyle oluyor. Dolayısıyla ihracat konusunda olumlu bir 2024 yılını geride bıraktık. 2025 için de aynı hedeflerimiz var. İhracatçımızın en çok feveran ettiği şey dövizin fiyatının düşük olması. Ama yine gerçekçi davranmamız gerekiyor. Bizim daha çok teknolojiyi geliştirip, AR-GE yatırımlar yapıp, daha rekabetçi bir ihracat politikası yapmamız gerekiyor. Kur değişkenlikleriyle edinilecek kârlılıklar suni olur. Ama nitelikli ürün elde edip dünya piyasalarıyla rekabet ederek katma değer üretildiği zaman sürdürülebilir ve ciddi bir ekonomi ağı oluşturulur. Dolayısıyla ihracatçılarımız ve bizim bu noktaya odaklanmamız gerekiyor. Ki bu yönde de adımlar atılıyor. Sonuç olarak 2025 yılının Türkiye ve Konya açısından sanayi noktasında iyi bir sene olacağını düşünüyorum.
“TÜRKİYE HAKLI ÇIKTI!”
• Ortadoğu’da sular durulmuyor. Bunun yanında Suriye’de de rejim devrildi. Bu konuyu ülkemiz açısından değerlendirebilir misiniz?
- Ortadoğu, dünyanın en zor coğrafyası. Tarih boyunca da hep böyle oldu. Ama özellikle Osmanlı’dan sonra oluşturulan suni devletler, Siyonizm’in ve Batı’nın desteğinde olanlar, adeta bir vahşi kurt gibi etrafındaki her şeyi yok sayanlar var. Bu ciddi bir sorun. Gazze’de yaşananlar da aslında bütün insanlığın ayıbı ve dramı. Ama bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye, hem uluslararası mecralarda hem de ulusal anlamda en ciddi tepkiyi verdi. Bunun karşılığını da en gerçekçi şekilde aldık. Ortadoğu’da her şey çok hızlı değişiyor. Neredeyse dünyanın tüm küresel güçlerinin bir hareket alanı olarak karşımıza çıkıyor. Suriye’de ise önemli gelişmeler oluyor. Yaklaşık 13 senedir İran, Amerika ve İsrail’in olduğu, terör örgütünün uzantısının olduğu zorlu bir süreçten sonra Suriye halkı artık kendi iradesi noktasında çok önemli bir kazanım elde etti. Biz bu coğrafyada hiçbir zaman menfaat veya sömürmek için değil buradaki Suriyelilerin insani hakları adına vicdani bir duruş sergiledik. Tarih bizi haklı çıkardı. Suriye bizim en uzun sınırımızın olduğu ve terör örgütlenmesinin bulunduğu bir komşumuz. Dolayısıyla Suriye’nin sınırlarının güvenliği ve devlet otoritesinin olması bizim ülkemizi de etkiler. Şu anda Suriye’de güvenlik sorunu olsa da rejim devrildi. Bu noktada Türkiye’nin yıllardır söylediği noktaya gelindi.
“ALLAH ONDAN RAZI OLSUN...”
• AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, görev bayrağını teslim edecek. Hasan Angı için neler söylemek istersiniz?
- Hasan Angı; AK Parti’nin Konya’da kurucu il başkanıdır. 2 dönemdir de Konya İl Başkanı olarak hem şehrimize hem davamıza hizmet etti. Kendisi AK Parti Konya siyasetinin en önemli siyasi figürlerinden bir tanesidir. Davaya çok önemli hizmetleri oldu. Konya’da olan her hizmette ve siyasette bir payı vardır. Biz Sayın Hasan Angı’nın samimiyetine, gayretine ve yapmış olduğu hizmetlerin hepsine şahidiz. Allah ondan razı olsun. Bundan sonra Cumhurbaşkanımız kendisine ne şekilde bir görevlendirme yaparsa o tecrübesiyle hizmet etmeye devam edecek. Kongreler, AK Parti ailesinde olağan süreçlerdir. Belli zamanlarda teşkilatlar değişir. Yeni isimler gelir. Yine AK Parti ailesinden yetişmiş, gençlik kollarından gelmiş bir kardeşimiz Hasan Angı’dan almış olduğu bayrakla devam edecek. Bizler de bu davanın birer unsurları olarak Konya’da hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Röportaj: Tuba Kaya