Bu hata Ramazan'da hep yapılıyor! Alırken dikkat edin!

Bu hata Ramazan'da hep yapılıyor! Alırken dikkat edin!
 Muhabir
Ramazan ayında hayırseverlerin ihtiyaç sahipleri için hazırladıkları Ramazan kolilerinin son yıllarda kötü niyetle kullanılmaya başlanmasıyla birlikte Ramazan gelmeden uzmanlardan uyarılar gelmeye başladı. Peki, Ramazan kolisi nasıl hazırlanmalı?

Ramazan ayına sayılı günler kala uzmanlar hem Ramazan kolilerinin içeriğine hem de iftar menülerindeki afakî fiyatlar konusunda tüketicileri uyarmaya başladı. Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, hayırseverlerin ihtiyaç sahipleri için hazırlattığı Ramazan kolisinin içinde bulunan malzemelerin kaliteli seçilmesi konusunda dikkatli davranılması gerektiği hususunda uyarılarda bulundu.

Ramazan kolisinin son birkaç yılda ortaya çıktığını ve tamamen kötü niyetli, istismar amaçlı kullanıldığını belirten Tüketiciler Birliği Konya Şube Başkanı Mustafa Dinç, “Şu anda bazı marketler tarafından elde kalmış, satılmayan, son kullanma tarihi yaklaşan ya da geçmiş malzemeleri paketleyip koliye koyup Ramazan kolisi diye satılmaya çalışıyor. Bu da işte bazı iş adamları da hayır yapacağım derken ucuz fiyattan ne kadar ucuza alabilirsen o kadar çok malzeme alıp hayır yapmaya çalışıyor fakat sürekli bu kolilerin çöplere gittiği görülüyor. Yani alan insanlar bu malzemelerin bayatladığını, koktuğunu, aktığını görünce götürüp çöpe atıyorlar. Yani çöplerden bu tip Ramazan kolilerle ilgili fotoğraflar çıkıyor. Dolayısıyla biz hayır sahiplerinin bu şekilde bir koli dağıtımından ziyade vatandaşa direk para olarak verilmesini tavsiye ediyoruz çünkü herkesin ihtiyacı farklı. Herkes bütün kolilerde bakarsanız içinde çaydır, şekerdir, pirinç gibi birkaç tane gıda maddesi var ama insanların başka bir şeye ihtiyacı olabiliyor. Paraya ihtiyacı olabiliyor. Elektrik faturasını ödeyemiyor, başka sorunları olabiliyor. Gıda bir de birkaç yerden bu şekilde geliyor. Mesela bir tane fakir var diye mahallede 10 kişi birden oraya gıda kolisi gönderiyor. Bunlar eve yığılıyor ve tüketemiyor çoğunu. Yani o şekilde de boşa gidiyor. Dolayısıyla bu gıda kolisi işi çok yanlış bir konu ve bunun tamamen gıda fişi şeklinde verip vatandaş gidip marketten istediği şekilde istediği malzemeleri alabilmelisi gerekiyor. İhtiyaç sahibi hangisinden alacaksa ona göre almalı ya da onun yerine doğrudan para verilmeli. Bunu vergiden düşmek amacıyla falan şirkete fatura ettiriliyor ve bununla hayır yapmaya çalışıyorlar ama bir taraftan devletin vergi kaybı söz konusu, bir taraftan da zaten vatandaşın boğazına gitmeyecek kalitede kötü malzemelerin hayır diye verilmesi söz konusu bence bu yanlış bir uygulama” dedi.

SATILMAYAN ÜRÜNLER KOLİNİN İÇİNDE!

Ramazan kolisi seçerken içindeki ürünlerin kalitesinden emin olunmasını gerektiğini ve içerisinde bulunan ürünlere göre fiyatının değiştiğini söyleyen Başkan Dinç, “Her şeyin bir piyasa fiyatı vardır. Yani bir piyasa fiyatından çok çok aşağıdaysa bunda mutlaka şüphelenmeniz lazım. Yani 10 liralık çay size 8 liraya satıyorlarsa bunun bozulmaya yakın olduğu ya da bozulduğu anlamanız lazım yani biliyorsunuz bunları hazır paketleniyor dolayısıyla siz içini göremiyorsunuz zaten bu tip bir yardım yapan insanlar da bunlarla zaten uğraşmıyor, arıyor bir marketi bana elli tane Ramazan kolisi ayarla diyor. Şimdi eskiden bir tabir vardı zekât keçisi diye, nerede böyle hastalıklı, zayıf, yürüyemeyen keçi varsa zekât diye keserlerdi. Bu da onun gibi ne kadar satılmayan, bayat kokmuş malzemeler varsa şimdi Ramazan kolisine girmeye başladı. Dolayısıyla yani fiyatın çok çok düşük olması bir şüphedir. Piyasa fiyatları neyse malzemenin ya da siz işin başında durabilecekseniz, onları seçip ona göre fiyatlarıyla beraber pazarlık ederek yani kalitesini gördükten sonra alınabilir. Güzel de bir uygulama ama son yıllarda bu tamamen istismara yönelik bir şekle dönüştü. Şimdilerde Ramazan kolisi demek bayatlamış, günü geçmiş malzemelerin fakirlere verilmesi anlamına geliyor. Siz yemeyeceğiniz, kendiniz tüketmeyeceğiniz bir şeyi bir fakire verilmesi doğru değil. Fiyatlar da dediğim gibi piyasa koşullarında olmaması gereken fiyatlar. Kolilerin içerikleri değiştiği için bunun fiyatı şu olacak diye bir şey söylemek yanlış. Yani yüz liraya da olabilir, beş yüz liraya da olabilir. Ramazan kolisi içeriği ile alakalı bir husus. Dolayısıyla içeriğindeki malzemenin kalitesinden eminseniz hayır için verilebilir ama paketlenirken de bunun başında olması ve kontrol edilmesi şart” ifadelerini kullandı.

İFTAR SOFRASINDA MAĞDUR OLMAYIN

İftar için restoranda mağdur olmamak için daha öncesinde fiyat bilgisinin alınması gerektiğini ifade eden Başkan Mustafa Dinç, “Eskiden insanlar misafirlerini evlerinde ağırlıyorlardı ama giderek toplumun değişmesi ve evdekilerin çalışması sonucu artık evlerde iftar verilemiyor. Dolayısıyla bu tip restoranlarda, lokantalarda iftarlar verilmeye çalışılıyor. Orada da tabii lokanta açıyor ama akşama kadar satış yapmıyor. Sadece iftar saatinde satış yapıyor. Dolayısıyla bir günün tüm masrafını o yemeklerin üzerine koymak zorunda kalıyor. Çoğu restoran talebe göre fiyat belirliyorlar. Eğer orası tercih edilen bir restoran ise üç liralık yemeğe otuz üç lira yazabiliyor. Dolayısıyla vatandaşlar menüleri kontrol edebilir, inceleyebilir, içeriklerine bakabilir. Zaten yemek çeşidi olarak, içerdiği malzeme olarak orada kendi damak tadına uygun bir ürünle ilgili yine fiyat pazarlığı yapılacak. Sonuçta bu fiyat pazarlığı yapılmadan gidip oraya oturduğunuz zaman önünüze gelen hesabı ödemek zorunda kalıyorsunuz. Rezervasyon yaptırmadan önce fiyatın ne kadar olduğunu, kaç kişi gideceğinizin pazarlıkları yapılıp anlaşılmasında fayda var. Öbür türlü gelen hesaptan dolayı çok muzdarip olabilirsiniz, mağdur olabilirsiniz” şeklinde konuştu.

FİX MENÜ ZORUNDALIĞI OLUYOR

Restoranlarda Ramazan ayı menülerinin fix olduğunu ve tek bir çorba yemek isteyen vatandaşları kabul etmediklerini söyleyen Dinç, “İftar menüsüne örneğin 1000 lira yazıyorlar ve onun içinde çorbası vesaire hepsi oluyor. Yanında hurması, pastırması vs filan geliyor ama tek başına o akşam bir çorba içmek istediğiniz zaman size onun satışını yapmıyorlar. Dolayısıyla topluca bir menü fiyatı ortaya çıkmış oluyor. Fix menü uyguladıkları için tek çorba yemek isteyenleri kabul etmiyorlar. Masayı ona göre açıyorlar. Vatandaşlar gitmeden küçük bir tabağın içerisine bir iki hurmayla bir iki zeytin koyuyorlar. Vatandaş oraya oturarak o şeyi kabul ettiğini varsayıyorlar. Burada vatandaş böyle bir durumda çorba talep ettikten sonra, diğer başka yemek yemeden kalkmak istediği zaman, problem çıkarttıkları zaman bununla ilgili fiş alacak ve fiş ile birlikte tüketici hakem heyetine başvuruda bulunacak. Satıştan kaçınma fiiline giriyor. Bir işletme satıştan kaçınamaz ya da bir ürünün satışını başka bir ürün satışına bağlayamaz. Yani şunu alırsan bunu da alabilirsin gibi bir şey diyemez” dedi.

ALO 174 HATTI ARANMALI

Ramazan kolisindeki ürünlerinde bir sorun olduğu zaman ALO 174 Gıda Hattının aranması gerektiğini açıklayan Dinç, “Ramazan kolisindeki ürünlerin bozuk olduğunu eğer onu alan kişi yani hayırsever anlarsa Alo 175 Tüketici Danışma Hattı'na veya tüketici hakem heyetlerine başvurabilir. Kolinin geldiği kişi fark ederse tüketici hakem heyetine değil doğrudan tarım il müdürlüğüne başvuracak. Alo 174 gıda hattına bozuk ürün satıldığında toplum sağlığını tehdit eden ürün satıldığına dair bir şikâyette bulunması gerekiyor çünkü o herhangi bir ücret ödemedi. Koliye bir ödeme yapmadığı için tüketici hakem heyetine müracaat edip bir para talebinde bulunamaz çünkü oradan satışla ilgili fiş veya diğer belgeler istiyorlar. Alo Gıda hattına şikâyet ederek o ürünün bozuk ürünü götürüp teslim edebilir. Laboratuvarlarına bununla ilgili cezai işlem uygulanabilir” diye açıkladı.