Bu Değirmen 70 Yıldır Dönüyor! Lezzeti Odununda Saklı!
Bozkır’ın sembol lezzetlerinden çifte kavrulmuş tahini Bozkır Kalaycıoğlu Tahin ve Bozkır Tahin Dünyası dördüncü kuşak işletmecilerinden Mustafa Kalay anlattı. Kalay, “Bu işletme Kalaycıoğlu olarak dedelerimizden babalarımıza, babalarımızdan da bize kaldı. 1960 yılından beri Akdeniz bölgesinden topladığımız susamları ilk önce yıkama havuzlarımızda yaklaşık 12-16 saat arasında ıslatıp yıkarız. Daha sonra kabuk alma makinasında kabuk alma işlemini gerçekleştiririz. Ardından kavurma işlemi yaparız. Susamları kavurma işlemi yaklaşık 5-6 saat sürer. Kavrulduktan sonra elemeye gider elenip kabukları veya içinde başka bir şey varsa temizlenir oradan taşlara gider. Taşların özelliği de doğal taş olmasıdır. Zımpara taşı değil, bildiğimiz dağdan çıkan doğal taşları kullanıyoruz. Susamlar iki tane altlı üstlü taşın arasında eziliyor. Susamın yüzde 60, 70’i yağ olduğu için sıvı bir şekilde akıyor” ifadelerini kullandı.
BOZKIR TAHİNİ ARDIÇ ODUNUNDA KAVRULUR!
Bozkır tahini yapım aşamasında ardıç ağacından başka odun kullanmadıklarının altını çizen Kalay, “Tahinin özelliği eski usul kara fırın odun ateşinde kavrulmasıdır. Sadece ardıç odunu yakıyoruz. Haricinde başka bir odun kullanmıyoruz. Ardıç ağacı tahine lezzet ve koku katıyor. Başka üreticiler tarafından kullanılmıyor olsa da bizim ardıç yakmamızın tek sebebi kaliteli olması, ürünün kaliteli çıkmasıdır. Tahini tüketirken müşterilerimize tavsiyemiz tahini buzdolabında saklamasınlar. Beyaz köpükle tatlandıracakları zamanda mikrodalga fırında ısıtırlarsa daha güzel ve homojen bir lezzete ulaşırlar” şeklinde konuştu.
HİZMETTE SINIR YOK!
Gelen misafirlere ikramda sınır tanımadıklarını belirten Kalay, “Dedemin zamanından beri gelen ziyaretçilerimize tahin ikram ediyoruz. Bizim Gerede'de fabrikamız var. Orası da dededen kalma. Her gelene tahin ikram ediyoruz çayını içiriyoruz öyle gönderiyoruz. Alışveriş önemli değil. Herkesi bekleriz herkes gelsin bu güzelliği, doğallığı görsün” dedi.
BOZKIR TAHİNİ HİKÂYESİ!
Bozkır tahininin hikâyesini anlatan Kalay, “1800'lü yıllarda dedelerimiz develerle Antalya, Manavgat, Alanya, Serik bölgelerine kuru fasulye, kuru üzüm, elma götürüp satarken dönüşte develerle susam getirmişler çuvalları akarsulara ıslatıp taş ekmek fırınlarında kavurarak un taşlarında öğüterek tahin yapmayı denemişler susamı bilmeyerek yakmışlar. Tahin siyah ve acı olmuş böylece meşhur çifte kavrulmuş bozkır tahininin hikâyesi başlamış ve daha sonra tadı ve kıvamı iyice ayarlanarak teşkilatlar bugünkü sistemini almıştır. Bozkır tahini beyaz tahine oranla susam daha çok kavrulduğu için dolayısıyla susamın yağı iyice pişmektedir bu da Bozkır tahininin mideye dokunmadan kolayca sindirilmesini sağlar bu yüzden Bozkır tahini dört mevsim kahvaltı sofralarına girer özellikle ramazan aylarında doyurucu ve tok tuttuğu için sahur ve iftar sofralarında daha çok tercih edilir. Bozkır tahininden yapılan helvalara doyum olmaz” bilgilerini verdi.
-Büşra GÜLTAŞ