Berat Kandili’nde Hangi İbadetler Yapılır?

Berat Kandili’nde Hangi İbadetler Yapılır?
 İnternet Editörü
Ramazan ayının müjdecisi Berat Kandili’nde nasıl ibadet edileceği Müslümanlar tarafından araştırılmaya başladı. Peki, Berat Kandili’nde neler yapılır? Berat Kandili ibadetlerine ilişkin ayrıntılar haberimizde…

“Berâet” kelimesinin kısaltılmış şekli olan Berat sözü, borçtan, suç ve cezadan, hastalıktan kurtulmak anlamlarına geliyor. Buna göre “Berat gecesi” günahlardan kurtuluş gecesi demek. Berat gecesi için Arapça eserlerde “Şâbanın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (belge) gecesi” mânalarına gelen terkipler kullanılıyor. Peki Ramazan’ın müjdecisi olan Berat Kandili’nde nasıl ibadet edilir? Konya İl Müftü Yardımcısı Mustafa Şimşek, merak edilen tüm soruları cevapladı.

BERAT KANDİLİ’NİN ÖNEMİ NEDİR?

Kandiller ve benzeri geceler; iman, ibadet ve düşünce hayatımız bakımından kendimizi yenileme, geçmişimizi muhasebe etme, geleceğimizi planlama ve ümitlerimizi tazelememiz için büyük bir fırsattır. Bu gece münasebetiyle, içimizdeki manevi duyguların sesine kulak vererek günahlarımıza tövbe etmeli, tüm Müslümanlar ve insanlık için Allah’a dua ve niyazda bulunmalıyız.

Yüce Allah, bu gecede ilahi rahmetini bol bol indirmekte, rızık ve şifâ kapılarını sonuna kadar açarak bizleri sonsuz ikramlarına davet etmektedir. Berat Kandili’nin aydınlattığı manevi ortam, bizlere dengeli bir hayat kurma bilinci sağlamakta, kendimizi gözden geçirme ve yenileme imkanı sunmaktadır.

Berat gecesini idrak ettiğimiz bugünlerde, hepimiz Yüce Allah’ın Kur’an’da kendisinden ümit kesmememizi isteyen ve bizleri affedeceğini müjdeleyen mesajına kulak vermeli ve kendimize çekidüzen vermeliyiz.

BERAT KANDİLİ NASIL İHYA EDİLİR? BERAT KANDİLİ’NE İBADET TAVSİYELERİ NELER? BU İBADETLERİN FAZİLETİ NEDİR?

Bu geceye “mağfiret gecesi” de denmiştir. Çünkü, bu gecede Cenab-ı Hakk’ın pek çok kimseyi affedeceği Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. Peygamberimiz bu geceyi ibadetle geçirmiştir. Fakat, Berat gecesine mahsus bir namaz ve ibadet yoktur. Bu gece; Kur’an okunarak, dua ve istiğfar yapılarak, kaza ve nafile namazı kılınarak ve yoksullara yardım edilerek ihya edilir.

Allah Resûlü (sav), üç aylardan Recep ve Şâban ayına, bu ayların sonuncusu ve bütün ayların sultanı olan Ramazan’a hazırlayıcı olmaları bakımından değer vermiş ve bu aylarda bulunan birtakım geceleri ise özellikle ibadetle geçirmiştir.

Şâban ayının on beşinci gecesi, Efendimizin, duaların kabul edileceği müjdesini verdiği zaman dilimlerindendir. Berât Kandili olarak bildiğimiz bu gecede dua ve ibadetlerin ne kadar faziletli olduğu, Allah Resûlü’nün şu ifadelerinden anlaşılmaktadır: “Şâban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (on beşinci günde) oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya en yakın göğe inerek (rahmet nazarı ile bakarak) fecir oluncaya kadar, "Benden mağfiret dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Belaya düçâr olan yok mu, ona afiyet vereyim! Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?" buyurur.” (İbn Mâce, İkâmet , 191)

Bu gece ile ilgili Allah Resûlü şöyle buyurmaktadır: “Allah Teâlâ, Şâban’ın on beşinci gecesi dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve Kelb kabilesine ait koyunların kıllarının sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.”

Recep ayı, içinde Regâib ve Mi’rac gecelerini saklarken, Şâban ayı Berât gecesi ile taçlanmaktadır. Böylesi zamanların değerini, Allah’ın insanlara olan bitip tükenmez rahmetine bağlamak en doğru yaklaşım olarak görünmektedir. Allah Resûlü’nün, “Allah’ım! Recep ve Şâban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.” diye ettiği duanın arkasında da inananları Kur’an ikliminin egemen olduğu Ramazan ayına hazırlama arzusu yatmaktadır, diyebiliriz.

Önem atfedilen bazı gecelerin ise, özel bazı olaylarla ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Söz gelimi, İsrâ gecesi, asıl kutsallık ve değerini mi’racın ilk basamağının bu gecede gerçekleşmesinden almaktadır. Bu gecelerde bulunan ortak özellik, insanları dünyevî bağlardan kopararak semavî yüceliklere götüren olayların meydana gelmiş olmasıdır. İsrâ ve Mi’rac gecesinde Hz. Peygamber’in şahsında, insanoğlu Rabbine erişmiş, Kadir gecesinde ise, ilâhî akış tersine döndürülerek semadan insanlığa Kur'an inmiştir.

BERAT KANDİLİ’NDE ORUÇ TUTULUR MU, TUTULURSA SEVABI NEDİR?

Hz. Peygamber (sav), “Şâban’ın on beşinci gecesi (yani Berat Gecesi) olduğunda o gece ibadet ediniz, gündüzünde de oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasına (rahmeti ile) tecelli eder ve fecir doğana kadar şöyle buyurur: ‘Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu isteyen…” (İbn Mâce, İkâmetü's-salavât, 191; Tirmizî, Savm, 39).

Bu ve benzeri rivâyetlere dayanarak bazı İslâm âlimleri, dinî açıdan faziletli sayılan gün ve gecelerin ibadetle ihyasının müstehap olduğunu söylemişlerdir.

Kaynak:Konya'nın Sesi