Düğün Yapma Sürecinde Bunlara Dikkat! Sorun Yaşamak İstemiyorsanız Bunları Yapın!

Düğün Yapma Sürecinde Bunlara Dikkat! Sorun Yaşamak İstemiyorsanız Bunları Yapın!
 İnternet Editörü
Günümüzde bazı ilişkiler düğün yapma sürecinde ekonomik nedenlerden dolayı memnuniyetsizlikle birlikte zarar görebiliyor. Uzmanı ise bu konuda önemli uyarılarda bulundu

Günümüzde bazı ilişkilerin düğün yapma sürecinde ekonomik nedenlerden dolayı memnuniyetsizlikle birlikte çatırdamaya başladığından yakınan Aile Danışmanı Rumeysa Muren, “Unutulmamalıdır ki düğün, evliliğin başlangıcıdır; asıl odak, bu başlangıcın çiftin ortak değerleri ve imkanları doğrultusunda şekillenmesi olmalı. Toplumun dayattığı "mükemmel düğün" algısı yerine, ilişkinin özüne uygun, samimi ve sürdürülebilir bir organizasyon tercih edilmeli” dedi

Evlilik süreci, birçok çift için heyecan verici bir dönem olmasına rağmen, aynı zamanda çeşitli zorluklarla doludur. Bu zorlukların başında finansal masraflar ve aile baskıları gelebilir. Düğün hazırlıkları, ev dekorasyonu ve yeni bir yaşam kurma süreçleri, çiftlerin bütçelerini zorlayabilir. Özellikle beklenmedik harcamalar, stres seviyesini artırarak ilişkilerde gerginlik yaratabilir. Aynı zamanda, ailelerin beklentileri ve müdahaleleri, çiftler üzerinde baskı oluşturarak sorunlara yol açabilir. Ebeveynlerin önerileri veya geleneksel değerler, çiftlerin kendi kararlarını almalarını zorlaştırabilir. Bu tür dışsal baskılar, çiftlerin iletişim kurma biçimlerini etkileyebilir ve sonuçta aralarındaki bağın zayıflamasına neden olabilir. Sonuç olarak, evlilik sürecindeki zorlukların üstesinden gelmek için çiftlerin açık iletişim kurmaları, birlikte sorunları çözmeye yönelik bir yaklaşım benimsemeleri ve ailelerle sağlıklı sınırlar koymaları önemlidir. Bu, güçlü bir ilişki kurmanın temel taşlarını oluşturur ve olası ayrılıkların önüne geçebilir. Aile Danışmanı Rumeysa Muren ise, konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

638010070549001074-dugungaleri.jpg

DÜĞÜNLER “KENDİLERİ İÇİN" DEĞİL, "BAŞKALARI İÇİN" YAPILAN BİR ETKİNLİĞE DÖNÜŞEBİLİYOR

Aile Danışmanı Rumeysa Muren, düğün planlaması sürecinde çiftlerin istek ve beklentilerinin, genellikle ailelerin ve davetlilerin gerisinde kalabildiğinden yakınarak bu durumun; düğün organizasyonlarını çiftler için daha abartılı ve maddi-manevi açıdan yıpratıcı bir hâle getirebildiğini belirtti. Özellikle çiftlerin kendi mutlulukları ile imkânlarını ön planda tutması gereken bu süreçte, aile ve çevre baskısı nedeniyle düğünlerin "kendileri için" değil, "başkaları için" yapılan bir etkinliğe dönüştüğünü dile getiren Muren, “Bu durum, çiftlerin uyum içinde karar veremediği, hatta ekonomik açıdan sınırlarını zorladığı bir süreci beraberinde getirebiliyor. Uyumsuzluk yalnızca çiftler arasında kalmıyor; ailelerin tutumları da ilişkiye olumsuz etki edebiliyor. Düğün sürecinin yarattığı gerilim, çiftlerin iletişimini zayıflatıyor, hatta evlilik öncesi ilişki dinamiklerini derinden sarsabiliyor. Manevi açıdan yıpranma az olsa bile, toplumumuzdaki gösteriş odaklı tüketim alışkanlıkları ve minimalist yaklaşımdan uzaklaşma eğilimi, çiftleri ekonomik açıdan zor durumda bırakıyor. Çevrenin beklentilerini karşılamak uğruna kendi hayatlarından ödün verdiklerini fark edemeyen çiftler, evliliklerinin başlangıcında gereksiz maddi yükler altına girebiliyor” şeklinde konuştu.

ankara-cift-terapisi-aven-psikoloji.webp

“BEN KAVRAMININ YERİNİ BİZ DÜŞÜNCESİNİN ALMASI, EVLİLİĞİN EN BELİRLEYİCİ ÖZELLİĞİDİR”

Sosyal karşılaştırma psikolojisiyle yapılan lüks düğünlerin, çiftlerin ilişki temellerini ve gelecek planlarını riske attığına dikkati çeken Muren, “Düğün için harcanan kaynakların, evliliğin uzun vadeli ihtiyaçları (konut, tasarruf, eğitim gibi) yerine "tek bir güne" aktarılması, çiftlerin ortak yaşamını başlamadan yıpratabiliyor. Sonuç olarak, toplumsal baskılar ve geleneklerle şekillenen bu süreç, çiftlerin birbirini anlama ve ortak karar alma becerilerini olumsuz etkiliyor; evliliği, iletişim zayıflığı ve maddi sıkıntılarla dolu bir başlangıca mahkûm edebiliyor. Evlilik düşüncesine sahip bireylerin, öncelikle bu kurumun ne anlama geldiğini içselleştirmesi gerekir. Evlilik, matematiksel bir benzetmeyle "1+1=1" denklemine benzer. İki bireyin "biz" olarak bir bütüne dönüşmesidir. Bu yapı; empati, fedakarlık ve ortaklık temelinde şekillenir. "Ben" kavramının yerini "biz" düşüncesinin alması, evliliğin en belirleyici özelliğidir. Dolayısıyla bireyler, bu zihniyet dönüşümüne kendilerini hazırlamadan evlilik adımını atmamalı” diye konuştu.

3398284b-de69-4a11-aef0-d7172753a5d5.jpg

YENİ KURULAN YUVAYA ZARAR VERİLMESİ ENGELLENMELİ

Evlilik törenlerini planlarken de çevresel faktörlerin ve toplumsal tabuların etkisinin farkında olmanın önemini vurgulayan Muren, bu unsurların yeni kurulan yuvaya zarar vermesine izin verilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Alınan her kararda, yuvanın geleceğine katkı sağlayıp sağlamayacağının da sorgulanmasının önemli olduğunu aktaran Aile Danışmanı Muren, “Düğün sürecinde çiftleri zorlayan pek çok faktör olsa da günümüzde en dikkat çeken detay, ekonomik sıkıntı yaşayan bireylerin toplumun beklentileriyle değil, kendi plan ve bütçeleriyle uyumlu bir tören düzenleme gerekliliğidir. Düğünden önce tüm hazırlıkların tamamlanması ve programın netleştirilmesi, tören sırasında yaşanabilecek stresi minimize edecektir. Unutulmamalıdır ki düğün, evliliğin başlangıcıdır; asıl odak, bu başlangıcın çiftin ortak değerleri ve imkanları doğrultusunda şekillenmesi olmalıdır. Toplumun dayattığı "mükemmel düğün" algısı yerine, ilişkinin özüne uygun, samimi ve sürdürülebilir bir organizasyon tercih edilmelidir” dedi.

1586318860057.jpg

“SÜRECİN PLANLI BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMESİ MADDİ RAHATLIK SAĞLAYACAK”

Aile ve arkadaşların düğün masraflarındaki rolünün, bireylerin bulundukları kültürel kodlar ile bireysel tercihlere kadar geniş bir yelpazeye sahip olduğunu söyleyen Muren şunları dile getirdi: “Bireylerin kuracakları yuvaya verilen desteklerin olumlu yönde katkısı olsa da olumsuz durumlarla da karşı karşıya kalınabilir. Düğünün bir aile meselesi olarak düşünülmesi, misafirleri en iyi şekilde ağırlamak gibi düşüncelerin hakim olması maddi olarak baskı ve desteği de beraberinde getiren durumlarla karşılaştırabilir. Arkadaş çevresinden maddi destekten ziyade manevi ve duygusal desteğin verilmesi çiftlere daha olumlu katkı sağlayacaktır. Arkadaş çevresinden alınan olumlu destekler sorunlarla başa çıkma konusunda yardımcı olur. Düğünün amacı, bir yuva kurmaktır. Çiftlerin kurdukları yuvanın ihtiyaçlarını ve evlilikten beklentilerini en iyi şekilde karşılayacak yaşam standartlarını ön planda tutmaları önerilir. Uzun vadeli planlama yapılmalı, sosyal baskı en aza indirilmeli ve en önemlisi, evliliğin düğün töreninden daha önemli olduğu unutulmamalı. Evlilikte olduğu gibi, düğün planlamasında da çevresel faktörlerden önce partnerinizle birlikte istek ve ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurmalısınız. Bu perspektifle bakıldığında, düğün töreni, minimalist istek ve ihtiyaçlar çerçevesinde gerçekleşecektir. Harcamalar, planlı bir şekilde yapıldığında, ödeme ve yaşam standartları uygun bir düzeyde tutulacaktır. Bu sürecin planlı bir şekilde yürütülmesi, maddi rahatlık sağlayacak ve evlilik süreci ile sonrasında oluşabilecek sorunları en aza indirecektir.”

"ÇİFTLER YUVA KURMA BİLİNCİNDEN UZAKLAŞARAK TÖREN DETAYLARINA TAKILIP KUSUR ARAMAYA BAŞLAYABİLİR”

Düğün öncesi danışmanlık hizmetlerinin çiftlere olan faydasına da dikkati çeken Muren, “Düğün sürecinde çiftler, asıl amaçları olan "yuva kurma" bilincinden uzaklaşarak tören detaylarına takılıp kusur aramaya başlayabilir. Bu noktada bir aile danışmanı, evlilik terapisti veya psikiyatrist desteği, çiftlere evliliğin temelini oluşturan iletişim, uyum ve ortak hedefleri keşfetmelerine yardımcı olur. Danışmanlık sayesinde; Etkin iletişim becerileri gelişir, çatışmalar minimize edilir, gerçekçi beklentiler ve duygusal uyum sağlanır, geleceğe dair net planlar oluşturulur, tıkanılan konularda tarafsız rehberlikle çözüm bulunur. Profesyonel destek, evliliğin sağlıklı temeller üzerinde ilerlemesini ve bilinçli adımlarla sorunların önceden önlenmesini sağlar. Evlilik öncesi danışmanlık, çiftleri "anlık stres" yerine "ömürlük bir birliktelik" odaklı hazırlayarak, daha güçlü ve uyumlu bir ilişkinin kapısını açar” diyerek sözlerine son verdi. TUBA KAYA