MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin MYK ve MDK toplantısı sonrasında konuştu: (1)
ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medyanın mutlak surette denetim altına alınması gerektiğini belirterek, "Bu kapsamda 1 Ekim 2022 tarihinde, TBMM çalışmalarına başlar başlamaz hazırlığı büyük oranda tamamlanmış olan sosyal medya düzenlemesi kanunlaştırılarak gittikçe büyüyen, huzur ve güvenliğimizi artan şekilde yutan kara delik hukuki bir temele bağlanmalıdır." dedi.
Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) ve Merkez Disiplin Kurulu (MDK) toplantısı sonrasında düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
MYK ve MDK toplantılarında siyasi süreçlerin, gündemdeki sıcak konuların ve bunlarla ilişkili muhtemel gelişmelerin detaylarıyla ele alındığını belirten Bahçeli, bugüne kadar etaplar halinde yapılan saha çalışmaları ve siyasi faaliyetlerin gözden geçirildiğini, aynı şekilde karşılarına çıkan risk ve fırsatların da analiz edildiğini vurguladı.
"Adım Adım 2023, İl İl Anadolu" temalı ve "Adım Adım 2023, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma" toplantılarının milletin takdir, taltif ve teveccühüne mazhar olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"Kaldı ki saha çalışmalarımızdan alınan objektif sonuçlar bunu göstermiş, buna işaret etmiştir. MHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıl dönümüne hem fikren hem zihnen hem siyaseten hem de moralman hazır bir kıvama çoktan gelmiştir. Partimiz bütün imkan ve inancıyla 2023'e kilitlenmiştir. Özellikle ifade etmek isterim ki tedavüle sokulan algı operasyonları, linç kampanyaları, yalan rüzgarları, itibar suikastları, her gün bir yenisi servis edilen adeta FETÖ taktiklerini aratmayan şaibe ve şüphe yüklü iddialar 2023 yılının umutlarını asla kıramayacaktır. Hiç kimse yürüyüşümüzü engelleyemeyecektir.
Son gelişmeler göstermiştir ki, sosyal medyanın mutlak surette denetim altına alınması şarttır. Bunun yanı sıra ahlaki ve hukuki açıdan sınırlandırılması hayat memat konusudur. Bu kapsamda 1 Ekim 2022 tarihinde TBMM çalışmalarına başlar başlamaz hazırlığı büyük oranda tamamlanmış olan sosyal medya düzenlemesi kanunlaştırılarak gittikçe büyüyen, huzur ve güvenliğimizi artan şekilde yutan kara delik hukuki bir temele bağlanmalıdır. İnsanların özel hayatlarının siyaset malzemesi yapılması vahim bir ahlaksızlıktır. Siyaset yapıyor olmanın bir erdemi olmalıdır."
Siyasetin hizmet değil, hizip ve hüsran üretirse bunun altından kalkılmasının çok zor olacağına değinen Bahçeli, "Şayet bir suç varsa, üstelik suçlu tespit edilmişse bununla ilgili ne yapılacağı, hangi işlemlerin sırasıyla tatbik ve temin edileceği yürürlükteki mevzuat hükümlerince açıktır, bellidir." ifadesini kullandı.
- "Böylesi bir zillete asla müsaade edilmeyecektir"
Yargısız infazların demokrasi ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığının meydanda olduğunu belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sosyal medya ifşalarının peşine düşüp siyaset oluşturmaya, rant ve ikbal devşirmeye heveslenen muhalefet partilerinin acizliği, fırsatçılığı ve tükenmişliği artık örtülemeyecek kadar ileri noktadadır. Müşahede ettiğimiz gerçek de budur. Toplumsal huzurumuzun yanında milli birlik ve güvenliğimiz sosyal medyanın dipsiz kuyularında tahrip edilemeyecektir. Böylesi bir zillete asla müsaade edilmeyecektir. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır.
FETÖ yöntemleriyle sonuç almaya, siyaseti dizayn etmeye, 2023 seçimlerini lekelemeye azmetmek, uyarıyorum ki, hiç kimsenin muvaffak olamayacağı karanlık bir teşebbüstür. Bu tip bir teşebbüs elbette faillerini ve figüranlarını rezil edecek, cezai sorumluluk altına sokacaktır. Sosyal medya aracılığıyla provokasyon üstüne provokasyona meyledenler Türkiye'nin önüne taş koymaya muktedir olamayacaklardır. Buna en başta aziz milletimiz prim ve izin vermeyecektir. 'Gelecek aylarda her türlü provokasyona maruz kalacağız.' diyerek aklınca ön alan, cambaza baktırarak provokatörlüğün ana karargahını kuran CHP Genel Başkanı da siyasi edep ve terbiye sınırlarına mutlaka dönmelidir."
Kendi ağzından siyasi hayatının sonuna geldiğini itiraf ve ifade eden Kılıçdaroğlu için 2023 yılının bitiş ve tasfiye yılı olacağını dile getiren Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun bunu görmesinin şahsı ve partisi adına hayırlı bir gelişme olacağını söyledi.
Devlet Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu savruk ve sefil zihniyet Cumhuriyet'in kuruluş felsefesiyle yollarını ayırmakla kalmamış, emperyalizmin tetikçisi, zalimlerin dümencisi, Türkiye muhaliflerinin çatlak sesi haline gelmiştir. Zira her şey gün gibi ortadadır. Artık saklanacak, gizlenecek, hatta kaçacak durumu da kalmamıştır. Kılıçdaroğlu'nun demokrasi anlayışı sakat, milliyetçilik iddiaları sahte, adalet ve siyaset zihniyeti batıktır. Sokak aralarında kanunsuz gösteri yapan görevli ve nöbetçi provokatörlere Türk polisinin hukuk çerçevesinde yaptığı müdahale anlaşılan Kılıçdaroğlu'nu çileden çıkarmıştır. Zira Kılıçdaroğlu askerimizin de polisimizin de milli güvenliğimizin de karşısındadır.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir sokak eyleminde görevinin gereğini yapan cesur bir polisimiz hakkında Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla suç duyurusu yapılması namertliktir. CHP işte budur. Sözde 'Öğretmene yapılan efeliği affetmeyeceğiz.' diyen Kılıçdaroğlu'na diyorum ki, sen affetsen ne yazar affetmesen ne çıkar. Asıl Türk milleti seni affetmeyecek, bu yaptıklarını yanına bırakmayacaktır."
- "Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır"
MHP'nin sonuna kadar güvenlik güçlerinin yanında olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Zilletin diğer ortaklarının da esasen ve öz itibarıyla Kılıçdaroğlu'ndan bir farkı yoktur. Kumaş aynı kumaş, zihniyet aynı bozuk ve çarpık zihniyettir." değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun "6 lider aynı şeyleri söylüyoruz." sözünün ilk ve öncelikli muhatabının belli olduğunu aktaran Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
"Nitekim bu iddiasının doğru olup olmadığının tavzihi ve tefriki zillet ittifakının diğer beş ortağının sorumluluğu altındadır. Bu düşkün ve düşük ittifakın aynı şeyleri söylediklerinin ifadesine rağmen henüz Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı meçhuldür, muammadır. Geçmişte denenmiş ve test edilmiş siyaset eskilerini tekraren gündeme getirip Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili tartışmaların istikametini değiştirmeye çalışmak zillet adına beyhude bir çırpınıştır. Bir isim üzerinde uzlaşmaktan aciz kalan, birbirine sürekli çalım atan, kulisleri kaynatan, dedikodu çarkını döndüren partilerin asıl üzerinde durmaları gereken husus aynı şeyleri söylemeleri değildir. Önemli olan söylediklerinin ne kadar arkasında durdukları, üstelik ne anladıkları meselesidir. Zillet ittifakı fikri ve fiili olarak dağılmıştır.
Masa devrilmiş, altından CHP’nin kuklası olduğu aşikar olan 'Emek ve Özgürlük' isimli sol ve bölücü bir ittifakın ortaya çıktığı görülmüştür. HDP'nin bu ittifaka eklemlenmesi taktik bir hamledir, zelil bir kurmacadır, sinsi bir kurnazlıktır. Emperyalizmin kumandası altına giren sol blokun kaçınılmaz bir durum muhasebesi yapması da tutarlılık gereğidir. Geçmişte 6'ncı filoya taş atanlar, bugün 6'ncı filonun güvertesinde, kanlı emellerinin çevresinde ele ele tutuşmuşlar, açıkça emperyalizmin koçbaşlığına tamam demişlerdir."
(Sürecek)