Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan Yunanistan'ın asılsız iddialarına tepki
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dolmabahçe Cumhurbaşkanlığı Çalışma Ofisi'nde gerçekleştirilen TDT Dışişleri Bakanları Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına konuştu.
Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis'in, Twitter'dan Türkiye'ye ilişkin yaptığı paylaşımın sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Yunanistan gibi en haksız durumda bile haklı görünmeye çalışmak için gerçekten utanmaz ve aymaz olmak gerekiyor. Zaten bunu ancak Yunanistan başarır. Tabii Güney Kıbrıs Rum kesiminin de hakkını yememek lazım. Onlar da bu konuda az değiller." dedi.
Çavuşoğlu, "Yunanistan ve onun destekçisi Frontex'in karnesi ortada. Tüm uluslararası kuruluşlar, Uluslararası Göç Örgütü, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, sivil toplum örgütleri ve basın, Frontex'in desteğiyle bu göçmenlere, mültecilere yönelik bu insanlık dışı muamelesini mercek altına aldılar." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, öte yandan bu konunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ve Avrupa Parlamentosunun (AP) gündeminde olduğunu belirterek "Frontex suç ortaklığı yapıyor. En son Türk kara sularında gerçekleşmiş gibi göstermek için koordinatları nasıl değiştirdiği de ortaya çıktı. Bunlar şöyle düşünüyor, 'Biz her şey yaparız, bunu da Türkiye'nin üzerine atarız. Ya da transit ülkelere atarız ve buna da herkes inanır.' Ama gerçekler ortada, biz de gerçekleri ortaya koymaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"Yunanistan'ın bu suçu arttıkça Türkiye'ye iftira atmaya yeltenmesi de doğaldır"
Son bir hafta içinde 4 göçmenin cesedinin Ege'den çıkarıldığını kaydeden Çavuşoğlu, bunların hepsinin Yunanistan'ın botları şişlemesi ve insanları denizin ortasında ölüme terk etmesiyle gerçekleştiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, diğer taraftan Türkiye-Yunanistan sınırında insanların çırılçıplak nasıl öldüğünü gördüklerini belirterek şöyle devam etti:
"Çünkü Yunanistan bunları geri iterken üzerindeki her şeye el koyuyor, bir daha gelmesinler diye. Sadece kimlik ve diğer üzerindeki belgeler değil, kıyafetlerine bile el koyuyorlar. Dolayısıyla bu uluslararası hukuk ihlali bakımından karnesi çok kabarık olan Yunanistan'ın bu suçu arttıkça Türkiye'ye iftira atmaya yeltenmesi de doğaldır."
"Dolayısıyla Yunanistan'ın, yalancının mumu yatsıya kadar yanar"
Öte yandan buna inanmak isteyen, Yunanistan'ın her dediğini kabul etmek isteyen Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin de olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, bunların Yunanistan'ı cesaretlendirdiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, mülteci sorununun tüm dünyanın sorunu olduğunu, Kovid-19 salgını öncesi 70-80 milyon olan ülkesini terk etmiş kişi sayısının, 100 milyonu geçtiğini ve bunun Türkiye için de kolay bir durum olmadığını söyledi.
Mülteci sorununun insani ve toplumsal bir konu olduğunu ancak son zamanlarda bazı siyasiler tarafından suistimal edilerek siyasi bir sorun haline getirildiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Ama biz insani açıdan bakmayı hiçbir zaman unutmadık, ihmal etmedik. İnsana yaraşır bir şekilde, geri gidecekse de onurlu bir şekilde olması lazım ki 520 binden fazla Suriyelinin Suriye'ye dönmesi de gönüllü ve onurlu bir şekilde gerçekleştirilmiştir." dedi.
Bakan Çavuşoğlu ayrıca Afganistan ve Pakistan'dan gelen göçmenlerin de aynı anlayışla o ülkelerle iş birliği yapılarak geri gönderildiğini belirterek "Dolayısıyla Yunanistan'ın, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Yatsıyı bile beklemedi, yalanları ortaya çıktı." değerlendirmesini yaptı.
Bartın'da meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlere taziye mesajı gönderen tüm ülkelere teşekkür eden Çavuşoğlu, bugün, Azerbaycan, Kazakistan Kırgızistan, Özbekistan Dışişleri Bakanları ile Macaristan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Türkmenistan büyükelçisinin katılımıyla toplantıyı gerçekleştirdiklerini söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin TDT dönem başkanlığı döneminde temel hedefinin "Türk dünyasındaki dayanışmayı güçlendirmek" olduğunu belirterek, "Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Türkmenistan teşkilata gözlemci olarak katıldı. Güvenlik ve refah yolunda birlikte yürüyeceğiz." diye konuştu.
Bu yıl başında Kazakistan'da yaşanan olayların ardından TDT'nin Kazakistan'la tam dayanışma içinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, 11 Ocak'ta Olağanüstü Dışişleri Bakanları Toplantısı'yla ortak dayanışma iradesini gösterdiklerini aktardı.
"Bugünkü toplantımızın temel gayesi Semerkant Zirvesi'ne hazırlanmaktı"
Mevlüt Çavuşoğlu, dönem başkanlıklarının temasını yeşil teknolojiler ve dijital çağda akıllı şehirler olarak belirlediklerini, yenilikçi bir yaklaşımla gelecek nesillere çevre bilinci ve yüksek yaşam koşullarını sağlayacak adımları bugünden atmaları gerektiğini belirtti.
Toplantının amacına dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bugünkü toplantımızın temel gayesi Semerkant Zirvesi'ne hazırlanmaktı. Yoğun bir gündemle toplandık. Aramızda görüşülmesi ve karara bağlanması gereken hususları da ele aldık. Tabii bu konularda Semerkant Zirvesi'nden bir gün önce 10 Kasım'da tekrar bir araya geleceğimiz Dışişleri Bakanları Konsey Toplantısı'nda yine kararları gözden geçireceğiz ve liderlerimizin onayına sunacak hale getireceğiz."
"TDT ekonomik veya siyasi çıkar olanaklarından çok daha fazlası"
Bakan Çavuşoğlu, toplantıda Ukrayna, Orta Asya, Kafkasya bölgelerindeki güncel gelişmeleri ele aldıklarını vurgulayarak, "Olayların bizi değil, bizim olayları yönlendirmemiz için aktif olmamız ve hızlı karar alıp, hızlı adım atmamız gerekiyor." sözlerini sarf etti.
Ukrayna'daki savaşın tüm dünyayı doğrudan etkilediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, savaşın adil bir barışla sonuçlanması için hep birlikte çalışmaya devam edeceklerini dile getirdi.
Toplantı kapsamında Azerbaycan'ın Karabağ zaferi sonrasındaki bölgesel barış yolundaki çabaları da ele aldıklarını anlatan Çavuşoğlu, "Kardeşim Ceyhun Bey (Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov) bugün son Ermenistan'la yapılan toplantılar ve gelişmeler hakkında bizlere de bilgi vermiş oldu. Orta Asya'da yaşanan gelişmeleri de tabii değerlendirdik." ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, enerji güvenliği ve ulaştırma bağlantıları bugünün en önemli meseleleri haline geldiğini, bu alanlarda büyük bir potansiyele sahip olduklarını, bu potansiyeli hayata geçirecek adımları bugün gözden geçirdiklerini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, öte yandan toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) maruz kaldığı haksızlıkları da gündeme getirdiklerini ifade etti.
Türklerin önemli bir vasfının da "teşkilatçılık" olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk Devletleri Teşkilatı, ekonomik veya siyasi çıkar olanaklarından çok daha fazlasını ifade ediyor. Her şeyden önce bir gönül birlikteliğidir. Başarı da gurur da keder de bizler için müşterektir. Aynı kökten beslenen bir ulu ağacın farklı dallarıyız. Köklerimizi unutmadan birliğimizi pekiştirdikçe dünyadaki gücümüzü de artıracağız. Güvenlik ve refah yolunda birlikte yürüyeceğiz. Halklarımızın da bizden esasen beklentileri budur. Bir olup diri olun inşallah."
"Azerbaycan-Ermenistan kapsamlı barış anlaşması son derece önemli"
Ermenistan'ın Karabağ Savaşı'nın ardından Azerbaycan'la yaptığı anlaşmanın yükümlülüklerini kabul etmemesine ilişkin Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın, Karabağ zaferinden sonra Ermenistan'a kapsamlı barış anlaşması teklifinde bulunduğunu, gecikmeli olsa da Ermenistan'ın buna olumlu yanıt verdiğini anımsattı.
Çavuşoğlu, bölgede yapılması planlanan projelerin ve sınırlarla ilgili ortak komisyon kurma kararının hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki barış müzakerelerinin hızlanarak devam etmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki kapsamlı bir barış anlaşması, Güney Kafkasya'nın kalıcı istikrarı, huzuru ve refahı için son derece önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
Çavuşoğlu, öte yandan Türkiye'nin de Ermenistan'la normalleşme sürecinin başladığını hatırlatarak, bu sürecin Azerbaycan'la uyumlu ve koordineli bir şekilde gerçekleştirildiğini, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki her olumlu adımın, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine de katkısının olacağını dile getirdi.
Azerbaycan'ın topraklarını geri aldığını, bir yol haritası belirlendiğini ve buna odaklanılması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, varılan mutabakatların uygulanması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtti.
"Arz güvenliği bakımından Orta Asya'nın ve Orta Koridorun önemi daha da arttı"
Çavuşoğlu, gıda ve enerji fiyatlarının artması konusunda Türk Devletleri Teşkilatının ortak adım belirleyip belirlemediğine ilişkin de özellikle Kuzey Koridorun alternatif olmaktan çıkmasıyla birlikte herkesin Doğu-Batı-Orta Koridora odaklandığını kaydetti.
Son zamanlarda enerji krizi ve taşımacılık sorunlarının ortaya çıkmasıyla Orta Koridorun stratejik öneminin arttığına işaret eden Çavuşoğlu, Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan, Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan ve Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan olmak üzere üçlü toplantıları hayata geçirdiklerine değindi.
Çavuşoğlu, ilk toplantıların yapıldığını, ikinci toplantılarda somut adımlar atmak istediklerini belirterek, "Rusya'nın Avrupa'ya giden gazının kesilmesi sebebiyle Azerbaycan üzerinden gelen petrol ve boru hatlarının önemi de arttı. Arz güvenliği bakımından da Orta Asya'nın ve Orta Koridorun önemi daha da arttı. Bu atacağımız adımlar gıda krizinin çözümüne de önemli katkı sağlayacaktır." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, beraber atacakları adımların hem kendi çıkarları, hem de enerji ve gıda krizinin hafifletilmesi bakımından çok önemli olduğuna dikkati çekti.
"Fransa ve Macron objektif olamıyor"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Azerbaycan'ı suçlayıcı açıklamalarının sorulması üzerine Çavuşoğlu, "Maalesef Fransa ve Macron objektif olamıyorlar. Tabii objektif olamayınca dürüst olamazsın. Ya da tam tersi diyelim." yanıtını verdi.
Çavuşoğlu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in, Prag'da Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un teklifini kabul ettiğini ve Azerbaycan, Ermenistan, AB ve Fransa olarak dörtlü toplantı yaptıklarını anımsatarak, "Bu toplantıyı bile anladığım kadarıyla Azerbaycan üzerinde baskı kurmak için gerçekleştirmişler. Artık sizin karşınızda her söylediğinizi kabul eden bir Azerbaycan yok, bir Türkiye yok, bir Türk Dünyası yok. Bunu her şeyden önce kabullenmeniz lazım. Azerbaycan kendi topraklarını geri aldı. Provokasyonu yapan ortada." diye konuştu.
30 yıldır Karabağ sorununun çözülememesinin sebebinin Minsk Üçlüsünün "tek yanlı politikalar izlemesi" ve "Ermenistan'a koşulsuz destek vermesi" olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Azerbaycan'ın 30 yıl sabrettiğini ve kendi göbeğini kendi keserek işgal edilmiş topraklarını geri aldığını söyledi.
Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarında, Karabağ'ın, Azerbaycan'ın sınır bütünlüğü içerisinde gözüktüğünü vurguladı.
Türkiye- Ermenistan Özel Temsilcilerinin, sonraki görüşmelerin Türkiye'de ve Ermenistan'da olması konusunda bir mutabakata vardıklarını kaydeden Çavuşoğlu, Prag'daki zirvede de bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan tarafından teyit edildiğini hatırlattı.
Çavuşoğlu, özel temsilcilerin telefonla da temas halinde olduklarını, görüşmenin ne zaman ve hangi ülkede olacağını kendi aralarında belirleyeceklerini aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile ne zaman görüşecekleri sorusu üzerine, bu konuda henüz bir karar vermediklerini belirterek, bununla birlikte her platformda bir araya gelme konusunda bir sakınca olmadığını dile getirdi.
"Batılı ülkelerin bu tür saldırılara izin vermemesi gerekiyor"
Azerbaycan ve Türk büyükelçiliklerine yapılan saldırılara ilişkin bir soruya yanıt veren Çavuşoğlu, Viyana Sözleşmesi gereği misyonların koruma yükümlülüğünün, ev sahibi ülkede olduğunu anımsattı.
"Batılı ülkelerin bu tür saldırılara izin vermemesi gerekiyor. Gerekli tedbirleri alması gerekiyor" diyen Çavuşoğlu, Londra'daki Azerbaycan Büyükelçiliğine "radikal grupların" girmesinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, "Azerbaycan'la Ermenistan arasında ve Türkiye'yle Ermenistan arasında normalleşmeyi ve barışı istemeyen gruplar var. Ermeni diasporasının bir kısmı. Ama onların bir taraftan sesi çok çıkıyor, bir taraftan saldırgan bir tutum sergiliyorlar." görüşünü paylaştı.
Bu şekilde saldırgan tutum sergileyen Ermeni diasporası ve fanatik kesimin kendilerine ya da Ermenistan'a bir faydasının olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, Ermeni diasporalarının, bulundukları ülkelerin yetkililerine de bu konuda telkinde bulunduklarını sözlerine ekledi.