Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi sonunda medya mensuplarıyla söyleşi yaptı: (1)
MADRİD (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her ne kadar muhalefet gölgelemeye çalışsa da NATO Zirvesi, Türkiye için büyük bir diplomatik zafer olmuştur. Bu gerçeği sadece muhataplarımız değil akıl, vicdan ve asgari düzeyde diplomasi bilgisi olan herkes tasdik ediyor." dedi.
Erdoğan, İspanya'nın başkenti Madrid'de gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin ardından gazetecilerle bir araya geldi, sorularını yanıtladı.
NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi dolayısıyla geldiği Madrid ziyaretini tamamladığını belirten Erdoğan, Ukrayna'daki savaşla birlikte düşünüldüğünde NATO tarihindeki en önemli zirvelerden birisini başarıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.
NATO'nun Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenliği bakımından oynadığı asli rolü bu vesileyle bir kez daha teyit ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Madrid Zirvesi, bu kritik dönemde birlik ve dayanışma mesajı verilmesi bakımından önemli bir fırsat teşkil etti. Zirvede NATO’nun hedeflerini ortaya koyan ve önümüzdeki dönemde yapılması gereken çalışmalara yön verecek olan yeni Stratejik Konsepti kabul ettik." diye konuştu.
İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurularının, tabiatıyla zirve bağlamında öne çıkan konulardan birisi olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz, bu noktada en başından beri ortaya koyduğumuz ilkeli ve dirayetli tutumu, Madrid’de de sürdürdük. Bu ülkelerin bilhassa terörle mücadele alanında meşru taleplerimize yönelik bağlayıcı taahhütlerde bulunmaları, somut ve net adımlar atmaları gerektiğini kendilerine ifade ettik. Genel Sekreterin kolaylaştırıcılığında gerçekleştirdiğimiz dörtlü zirve akabinde imzalanan muhtırayla tüm bu hususları kayıt altına aldık. Ülkemizin bu muhtırayla elde ettiği kazanımlar yanında Türkiye özellikle terörle mücadele alanında pek çok ilke imza atmıştır. Kuzey Atlantik Konseyinde ilk kez talebimizle 'Terörizm ve Güney' konulu özel oturum düzenlendi. Terörizmin bütün tür ve tezahürleriyle temel iki tehditten biri olduğu, İttifak'ın en üst rehber belgesine girdi. Sınırlarımız ve ulusal güvenliğimiz temelinde 360 derece yaklaşıma her belgede atıf yaptırdık. Stratejik Konsept'te ilk kez, terör örgütlerinin 'halklarımızın ve topraklarımızın' yanı sıra 'güvenlik kuvvetlerimizi' tehdit ettiğini kayıt altına aldırdık.
Ayrıca Finlandiya ve İsveç ile imzaladığımız üçlü muhtıradaki terörizm ve dayanışma hususları tüm müttefikler için yol gösterici olacaktır. Bundan sonra PKK ve FETÖ mensupları için terör propagandası yapmak, ülkemize ve vatandaşlarımıza saldırmak, insanları tehdit etmek, ortalığı yakıp yıkmak çok daha zorlaşacaktır."
- "Bizim için aslolan uygulamalardır"
"Her ne kadar muhalefet gölgelemeye çalışsa da NATO Zirvesi, Türkiye için büyük bir diplomatik zafer olmuştur." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu gerçeği sadece muhataplarımız değil akıl, vicdan ve asgari düzeyde diplomasi bilgisi olan herkes tasdik ediyor. Terör örgütüne sırtını dayayanların Türkiye’nin kazanımları karşısında yaşadıkları hayal kırıklığını hepimiz görüyoruz. Elbette verilen sözler önemlidir ama bizim için aslolan uygulamalardır. Terörle mücadelesinde defalarca arkasından hançerlenmiş bir ülke olarak ihtiyatlı davranıyoruz. Bundan sonraki süreçte ülkemize verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini yakından takip edeceğiz.
NATO bağlamında ele aldığımız konuların yanı sıra zirve sırasında pek çok ikili görüşme de gerçekleştirdik. Fransa, Romanya ve Güney Kore Cumhurbaşkanları, Birleşik Krallık ve Hollanda Başbakanları, İspanya Hükümet Başkanı, Almanya ve Avusturya Şansölyelerinin yanı sıra Avrupa Birliği Konseyi Başkanı ile ikili görüşmelerimiz oldu. Amerikan Başkanı Sayın Biden ile de ikili meselelerimizi ve bölgesel konuları ele aldık."
İsveç ve Finlandiya ile yapılan mutabakat ve Türkiye'nin elde ettiği başarı hatırlatılarak, "İkili görüşmelerinizde muhataplarınızın terörle mücadele konusunda samimiyetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Madrid Zirvesi'nde alınan ve kayda geçen bütün bu kararlar uygulamada ne getirecek ne götürecek bunu tabii zaman içerisinde görme fırsatımız olacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kaldı ki şunu bilmemiz gerekiyor, bu atılan imzalar bu işin bitmesi anlamına gelmiyor. Bazıları zannediyorum biraz da bunun telaşı içindeler. İş bitmiyor. Bu daha bir davettir. Bu davetle bir süreç başlıyor. Bunun ne kadar süreceği belli değil. Şu anda bu tabii kayıtlara giriyor. Bu kayıtlarla birlikte nereye varacak onu da göreceğiz. Ama görünen bir gerçek var ki bunlar şu anda bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzun en güzel ispatıdır. Yaptığımız görüşmelerle PKK/PYD/YPG, FETÖ, tüm bu terör örgütleri NATO’nun artık yazılı kayıtlarına giriyor. Bu işin yazılı kayda girmesi ilk defa oluyor. Yani PKK Avrupa Birliğinin metinlerinde vardı ama YPG/PYD ve FETÖ yoktu. Peki sorun bakalım, bunları bu metinlere koydurana kadar nasıl bir mücadele verildi? Biz sinyali verdik, onlar da hemen yaptı gibi bir şey olmadı. Onlar, bu metinlere girmemesi için mücadele verirken, biz de 'Bu metinlere girecek. Girmediği takdirde, kusura bakmayın. Bu bizim kırmızı çizgimizdir.' dedik. Ekiplerimiz görüştüler, konuştular, en sonunda metinlere bunlar da girdi. İş o şekilde davet mektubu haline geldi. Ama daha süreç bitmedi. Bundan sonra daha bu işin uzun bir yolculuğu var, süreci var. Biz sabırla bu mücadeleyi sürdürdük. 'İnşallah sonu da hayır olur.' diyoruz. Buradaki toplantımızda da gerek İsveç gerek Finlandiya’daki terör örgütü faaliyetlerine dair bütün bilgi, belge, görüntüleri tekrar ortaya koyduk. Hem bunları hem de kitapçıkları flash bellekler içinde kendilerine verdik. 'Terör örgütünün ve iltisaklı grupların resimlerini görmeniz, ne yaptıklarını ne ettiklerini bilmeniz lazım.' dedik."
Türkiye'nin 40 yıldır bu mücadeleyi sürdürdüğünü ve 40 bin şehit verildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi bütün bu süreçten sonra biz kalkıp da bu terör örgütlerinin faaliyetlerine müsaade edenlere 'el bebek gül bebek buyurun yürüyün mü' diyeceğiz. Burada ayrıca terörizm oturumunda İletişim Başkanlığımızın hazırladığı, terörün gerçek yüzünü ve ülkemizin terörle mücadelesini anlatan bir video yayınladık. O video da tabii bunları çok etkiledi." açıklamasında bulundu.
- "Şu anda İsveç ve Finlandiya NATO üyesi olmuş değildir"
İsveç ve Finlandiya'nın kendi kamuoylarından da bazı baskılar olduğu hatırlatılarak, bu iki ülkenin geri adım atması durumunda, üyeliklerinin bloke edilmesi, askıya alınması, üyelik süreçlerinin dondurulmasının mümkün olup olmayacağına yönelik soru üzerine Erdoğan, "Zaten buraya giriş, davet veya kabul böyle bir anda olan işler değil. Makedonya ile ilgili süreç uzun yıllar sürdü. Bunlar böyle hemen olan işler değil. Bu süreç içerisinde ne yapacaklar, nasıl bir yol izleyecekler? Bunlar gerçekleştikten sonra, bu süreçte takip edeceğiz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki onay mercinin parlamento olduğunun altını çizerek, şunları söyledi:
"Parlamentomuzun onayı olmadan zaten bu iş yürürlük kazanmıyor. Onun için bu konuda bir telaşa gerek yok. Bundan sonraki şey onların kucağındadır. Şu anda İsveç ve Finlandiya, NATO üyesi olmuş değildir. Bunun bir defa bu şekilde bilinmesi lazım. Ama bu işten cehli olanlar zannediyorlar ki bu iki ülke artık NATO üyesi oldu. Hayır, böyle bir şey yok. Onun için telaşa da gerek yok. Bu işin idraki içinde olanlar bu sürecin nasıl takip edildiğini veya edileceğini gayet iyi bilirler. Bu bakımdan bizler bu müzakereleri arkadaşlarımızla nasıl kararlı bir şekilde yürüttüysek, bundan sonra da aynı kararlılıkla takibini yaparız. Bundan sonraki süreç özellikle İsveç ve Finlandiya’ya aittir. Herhangi bir yanlışları vesaire olduğu zaman zaten kapı gibi belgeler elde, oradan gereğini yaparız."
Erdoğan, "Bu iki ülkeden yakın zamanda bazı terör suçlularının iadesi söz konusu olabilir mi?" sorusunu, "Şimdi bu konuda verilmiş sözler var. Örneğin İsveç 73 teröristi bize gönderecek. Şu anda 3-4 tane gönderdiler. Ama bunlar bizim için yeterli değil. Tabii bunları Adalet Bakanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız, Milli İstihbarat Teşkilatımız yakın markaja alıp takibini yapacak ve 'Bu teröristleri gönderin bakalım.' diyecek. Bunların hepsi bizim taleplerimiz olarak şu anda ortada. Bunlar geldi geldi; gelmediği takdirde gereği ne ise o gereğini de biz her an kurumlarımız ve birimlerimiz vasıtasıyla yapmaya devam edeceğiz." diye yanıtladı.
"NATO’daki terörizm konulu oturumda liderlere gösterdiğiniz videoya reaksiyonları nasıldı?" sorusu üzerine Erdoğan, "Birkaç lider oraya atıfta bulunarak konuşmalarını yaptı. Bu önemliydi. Biz de zaten konuşmamızda özellikle atıfta bulunduk. Ben tesirli olduğu inancındayım. Kendilerine dağıttığımız kitapçıklar ve flash bellek içindeki bilgi ve görsel dokümanlar da herhalde bunları çok daha etkileyecek diye düşünüyorum." dedi.
- Türkiye - Rusya ilişkileri
NATO Genel Sekreterinin basın toplantısında, NATO’nun yeni konseptinde doğrudan hedefin ilk olarak Rusya olarak anıldığı hatırlatılarak, "Biz de NATO üyesiyiz. Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkilerinde bu yeni konsept zarar verebilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, bu süreçle ilgili olarak Türkiye'nin baştan itibaren bir yaklaşım tarzı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu da nedir? Burada bir denge politikası güderek süreci işletmekten yanayız. Bu denge politikası anlayışımızı, bundan sonraki süreçte de yine devam ettireceğiz. Zira bizim şu anda Rusya ile belli bağlantılarımız var. Bugün bizim kullandığımız doğal gazın yaklaşık yüzde 40’ını oradan alıyoruz. Öbür tarafta şu anda nükleer enerjiyle ilgili Akkuyu Santrali çalışmamız var. Dördüncü bölümünün temeli de birkaç ay içerisinde, belki de temmuz ayı içerisinde atılacak. Dördüncü bölümün temelinin atılmasıyla birlikte bu santralin inşallah süratlenip 2023-2024 gibi devreye alınması söz konusu olacak. Bunu da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanım yakın şekilde takip ediyor. Bunun dışında bizim savunma sanayine yönelik de ilişkilerimiz, irtibatlarımız var. Bütün bunlar şu anda bizi birbirimize ilişkili hale getiren konular. Dolayısıyla da biz hem Rusya ile hem Ukrayna ile bu ilişkileri devam ettireceğiz ve denge politikasıyla da bu işi sürdüreceğiz. İstiyoruz ki diplomasi trafiğimiz buradan kesinlikle zarar görmesin."
- "Bir gece ansızın gelebiliriz"
Erdoğan, Suriye'ye yönelik yeni harekatın, hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz başlanacağının söylendiği hatırlatılarak, "Rusya’nın yeni çekinceleri mi söz konusu? Olası harekata yönelik bir ay önce başlayan açıklamaların ardından bir farklılık, bir denklem değişikliği söz konusu mu? Hazırlıkların tamamlanmasından kastınız askeri mi, diplomatik mi?" sorusuna da "Bu konuyla ilgili olarak benim her zaman bir ifadem var, bir gece ansızın gelebiliriz." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Hiç telaşa gerek yok. Aceleye gerek yok. Biz zaten şu anda o bölgede çalışıyoruz. Malum, bir taraftan Irak’ın kuzeyindeki çalışmalarımız, bir taraftan yine aynı şekilde Suriye’nin kuzeyinde, Afrin’de vesaire çalışmalarımız var. Bu arada tabii üzüntümüz büyük, şehitlerimiz de oluyor ama onlara 1’e 10 bedelini ödetiyoruz. Şu anda bu harekat yürüyor. Ama tabii şu ana kadar anlaşılanın veya anladığınızın ötesinde beklentiler var. Onun da farkındayım. Biraz sabırlı olursak, biz şu anda peyderpey yürüttüğümüz operasyonların fevkinde olanı da inşallah en güçlü şekilde vakti saati geldiğinde gerçekleştiririz."
ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmede Suriye'de tırlarla teröristlere giden silahların gündeme gelip gelmediğine yönelik soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elbette söyledim. Trump döneminden aldım, dedim ki 'Binlerce tır silah, araç, gereç, mühimmat buraya getirildi.' Biz şimdi burada terörü müzakere edeceğiz. Ama Türkiye’yi hedef alan teröristlere silah, mühimmat, araç, gereç bu şekilde verilirken biz NATO’da ortaklar olarak nasıl dayanışma içinde olacağız?" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha önceki zamanlarda Washington yönetimini YPG’ye verilen silahlarla ilgili olarak 'YPG, DEAŞ’a karşı bizim taktik manada desteklediğimiz bir örgüt.' diyordu. Şimdi Türkiye olarak tüm bunları karşı tarafa iletiyoruz. Bu yeni durumu nasıl izah ediyorlar? Yani stratejik ortağına parasıyla vermediği silahları taktik ortağına hibe etmesini Washington yönetimi nasıl açıklıyor?" sorusunu ise "Onların izahından çok biz ne anlıyoruz o önemli. Şahsen Türkiye Cumhuriyeti’nin Reis-i Cumhur’u olarak bana onların getirdiği açıklamalar hiçbir zaman tesir etmez. Niye? Çünkü bizim gördüklerimiz var. Onlar, hiçbir zaman kalkıp da 'evet, bunlar terör örgütüdür.' derler mi? Demeyecekler. Bunların gerçek manada PYD/YPG, DEAŞ, DHKP-C’ye karşı herhangi bir mücadele vermesi veya onlarla savaşması söz konusu olabilir mi?" diye yanıtladı.
(Sürecek)