Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Zafer'in 100. Yılı Etkinlikleri ve Kütahya Toplu Açılış Töreni'nde konuştu: (1)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Zafer'in 100. Yılı Etkinlikleri ve Kütahya Toplu Açılış Töreni'nde konuştu: (1)
KÜTAHYA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Taarruz'un ve akabindeki çatışmaların dünya askeri tarihine en başarılı topyekun savaş örneği olarak geçtiğini söyledi.Erdoğan, 30 Ağustos 1922-2022...

KÜTAHYA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Taarruz'un ve akabindeki çatışmaların dünya askeri tarihine en başarılı topyekun savaş örneği olarak geçtiğini söyledi.

Erdoğan, 30 Ağustos 1922-2022 Büyük Zafer’in 100. Yılı Etkinlikleri Kütahya Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Kütahya'nın bugün kendine yakışanı farklı bir şekilde Büyük Taarruz'un yıl dönümünde yerine getirdiğini kaydetti.

"2023 taarruzuna hazır mıyız?" diye soran Erdoğan, Kütahya'da 2019 Mart'ında yüz yüze kucaklaştıklarını hatırlattı. Salgın nedeniyle 3,5 yıl aradan sonra Kütahyalılarla bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, Dumlupınar Zaferi'nin 100. yılı vesilesiyle Kütahya'ya gelerek hem hasret gidermek hem zafer sevincini paylaşmak hem de tamamlanan eser ve hizmetlerin açılışını yapmak istediklerini ifade etti. Erdoğan, bu eserlerin bazılarının açılış ve temel atmalarını canlı bağlantı yoluyla gerçekleştireceklerini söyledi.

Erdoğan, geçen perşembe günü Ahlat'ta, cuma da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle birlikte Malazgirt'te olduklarını hatırlatarak, Sultan Alparslan'ın Bizans hükümdarı Diyojen'in sayıca üstün ordusunu yenerek Anadolu'nun kapılarını millete Malazgirt'e açtığını anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Milli Mücadele'yle asırlardır bitip tükenmeyen bir kin ve hırsla bizi bu topraklardan söküp atmak isteyenlere Anadolu'nun ebedi vatanımız olduğunu bir kez daha ilan ettik. Selçuklu ve Osmanlı'nın mirasını devralan Cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yol da ter ve kanla döşenmiştir. Birinci Dünya Savaşı'nda, dört bir yandan yedi düvele karşı savaşan, Çanakkale'den Kut'ül Amare'ye kadar pek çok yerde zaferler kazanan Osmanlı, İstanbul'un işgali ve Sevr dayatmasıyla adeta dermansız bırakılmıştır. Vatan topraklarını dört bir yandan işgale başlayan düşman Adana, Antep, Maraş direnişleriyle pabucun pahalı olduğunu görünce sinsi amaçlarının taşeronluğunu Yunan'a bırakmıştır. İstiklal mücadelesini Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde Anadolu'ya taşıyan milletimiz, varını yoğunu ortaya koyarak hazırladığı ordusuyla Kocatepe ve Dumlupınar'da yeni bir destanın girizgahını yapmıştır. Samsun'da başlayıp Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin açılışıyla dünyaya resmen ilan edilen bu sürecin her aşaması küllerinden, yeniden doğan bir milletin uyanışının sembolüdür. "

Erdoğan, oldukça zor ve zahmetli bir sürecin ardından Türk ordusunun yine bir cuma günü 25 Ağustos'ta nihai zafer için son hazırlıklarını tamamladığını anımsatarak, "Birliklerin tertiplendiği cephelerde o gece ezanlar okundu, namazlar kılındı, dualar edildi, son sıcak yemekler yendi ve ertesi sabah gün ağarırken hücum emri verildi. Kocatepe'den başlayıp Dumlupınar'a, oradan İzmir'e kadar süren Büyük Taarruz epeydir savunmada olan Türk ordusunun uzunca bir aradan sonra yaptığı ilk büyük saldırı harekatıydı. Düşmanın belki makinelisi, topu, kamyonu, arabası, uçağı bizden çoktu ama bizim askerimizin iman dolu yüreği bu eksiklerin hepsini fazlasıyla telafi ediyordu." ifadelerini kullandı.

Yunan ordusunun çekilirken 200 bin kişilik kuvvetinin yüzde 65'ini Afyon-Kütahya hattında zayiat olarak bıraktığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür. Evet bu millet o imanlı yürekleriyle imansızları İzmir'den denize döktü. Aşağı yukarı aynı sayıya sahip Türk ordusunun bu savaştaki kaybı ise sadece yüzde 6,5 civarındadır. Büyük Taarruz ve akabindeki çatışmalar dünya askeri tarihine en başarılı topyekun savaş örneği olarak geçmiştir. Türk'ün ölüm fermanı olarak tedavüle sokulan Sevr'i milletimiz işte bu topraklarda dişiyle, tırnağıyla, kanıyla, canıyla yırtarak müstevilerin suratına çarpmıştır. Türk'ün esir edilemeyeceğini, Türk'e kefen biçilemeyeceğini, 26 Ağustos'ta Afyon'da başlayıp, 9 Eylül'de İzmir'de sona eren bu kıyamla tüm dünyaya ilan ettik. Milletimiz ebedi vatanın Anadolu'daki istiklaline ve istikbaline sahip çıkmakta kararlı olduğunu bir kez daha dosta, düşmana göstermiştir."

Gençlerin "AK gençlik burada liderinin yanında" sloganları üzerine Erdoğan, "Gençler unutmayın lideriniz de gençliğini bırakmaz." dedi.

Alandakilere ana kademesiyle, kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla 2023'e hazır olup olmadıklarını soran Erdoğan, "Kapı kapı inşallah yeni bir fethe hazır mıyız? " diye sordu.

Büyük Taarruz öncesini anlatmaya devam eden Erdoğan, "Bu dönemde İslam dünyasının dört bir yanından kendileri de bin bir yokluk ve zulüm altında yaşayan dostlarımızdan da ülkemize yardım yağmıştır. Büyük Taarruz öncesinde tıpkı bugün olduğu gibi ülkenin askeri gücünden mali kaynaklarına kadar tüm imkanlarını sorgulayarak, bu işin olmayacağını söyleyenler vardı. Ama sonuçta mücadelenin sadece silahla, sadece parayla değil; asıl imanla, inançla, azimle, kararlılıkla kazanıldığını herkes gördü. Gençler şunu unutmayın, Hindistan Müslümanlarının ciddi fedakarlıklarıyla toplayarak gizlice Ankara'ya gönderdiği 600 bin altın, Büyük Taarruz için gereken ekonomik kaynağın nüvesini teşkil etmiştir." diye konuştu.

Erdoğan, Büyük Taarruz öncesi 100 bin kişilik bir kuvveti, düşmana hissettirmeden cephenin gerisine ulaştırma başarısının bile başlı başına dünya harp tarihine girecek bir taktik olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

"Mehmetçiklerimiz Allah Allah nidalarıyla başlattıkları hücumla iki gün içinde Afyon çevresindeki tüm cepheleri yerle bir etmişlerdir. Akşama doğru, şehrin semalarında yükselen sala sesleri, Yunanlılar tarafından yakılıp yıkılan Afyon şehrinin kurtuluşunun müjdesini veriyordu. Aynı muhteşem tablo Türk birliklerinin şehre girmesiyle 30 Ağustos günü Kütahya'da yaşanmış, yani burada yaşanmıştır. Yunan ordusu 4 gün içinde komutanlarının da esir düşmesiyle tamamen dağılmış ve Türk kuvvetleri karşısında bozguna uğramıştı. Bir yandan İzmir'e doğru ilerleyen ordumuz, diğer yandan da Yunan ordusunun Eskişehir'in kuzeyine doğru kaçan birliklerini kovalamayı sürdürmüştür. Bu amansız takip 9 Eylül'de İzmir'in kurtuluşuyla nihai amacına ulaşmıştır. Düşmanın geri çekilirken geçtiği tüm şehirlerimizi yakıp yıkmasını ise kendi alçak karakterinin bir ispatı olarak görüyoruz. Aynen bugün olduğu gibi."

Erdoğan, şair Mehmet Faruk Gürtunca'nın "Bu ağustos günü tarihte hayat, şan günüdür/ Bu ağustos günü hürlük günüdür, tan günüdür/ Bu ağustos günü bir kurtuluşun ilk güneşi/ Bu ağustos günü bir hürriyetin ilk ateşi/ Bu ağustos günü dünyalara bildirdik ki yurt sokmaz arslan doğuran toprağa bir yırtıcı kurt." dizelerini hatırlatarak, "İşte bu ağustos gününün yüzüncü yıl dönümü vesilesiyle Büyük Taarruz'u zaferle sonuçlandıran ordumuzu, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'yı, Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak Paşa'yı, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'yı, Birinci Ordu Komutanı Sakallı Nurettin Paşa'yı, İkinci Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa'yı, Beşinci Suvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altan Paşa'yı, subayından erine her bir kahraman askerimizi rahmetle şükranla yad ediyorum." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)