Çavuşoğlu, AK Parti Kastamonu İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu:
KASTAMONU (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün geldiğimiz noktada tüm dünyanın umudu Türkiye oldu. En zengin ülkeler bile yüzünü Türkiye'ye dönüyor. Çünkü biz jeopolitik konumumuzu çok iyi kullanıyoruz ve herkesin hayrına kullanıyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Kuzeykent Belediye Konferans Salonu'nda düzenlenen AK Parti Kastamonu Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 21 yılda Türkiye'ye yaptığı hizmetlerle Türkiye'yi küresel bir aktör haline getirdiğini söyledi.
Türkiye'yi ilgilendiren konularda artık başkalarının karar almasına müsaade etmediklerini belirten Çavuşoğlu, "Bizi ilgilendiren her konuda oyunun kurallarını biz belirliyoruz. Ola ki başkaları Türkiye'nin aleyhine oyun kurmaya çalışıyorsa o oyunu da bozuyoruz." diye konuştu.
- "Girişimci ve insani dış politika diyoruz"
Her ülkenin kendi çıkarlarıyla ilgili politikaları bulunduğunu ancak bu politikaların ilkeli ve tutarlı olması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla dış politikamızın da ilkeleri var bizim. Girişimci ve insani dış politika diyoruz. Girişimci olmamız lazım çünkü çıkarlarımızı korumamız lazım. Bu da aslında Türk milletinin bir özelliği. İnsani olmamız lazım çünkü insanın olmadığı hiçbir politika başarılı olmaz. Bu kadar beklenti varken içeride ve dışarıda insani dış politika izlemeden dış politikanız başarılı olmaz. Güçlü olmamız lazım. Sahada ve masada güçlü olmamız lazım. Yerine göre saha lazım, yerine göre masa lazım. Sahada da masada da varız elhamdülillah. Gücümüzü etkin kullanmamız lazım ama gücü başkalarının aleyhine, mağdurların, mazlumların aleyhine değil tam tersine lehine kullanmamız lazım. Yeri geldiği zaman mazlumlara zulmedenlere ve bize yönelik tehdit oluşturanlara karşı, teröristinden tutun da kim olursa olsun sert gücümüzü kullandık, kullanıyoruz, kullanmamız gerekiyor."
Milletin yüzünü AK Parti'ye döndüğünü ifade eden Çavuşoğlu, "AK Parti başardıkça millet bize daha çok ümidini bağladı ve yüzünü çevirdi. Türkiye güçlendikçe sadece bizim milletimiz değil dünyadaki mazlumlar da yüzünü Türkiye'ye çevirmeye, ümidini Recep Tayyip Erdoğan'a bağlamaya başladı. Biz, bize dönen bu yüzleri geri çevirdik mi? Recep Tayyip Erdoğan kendisinden yardım bekleyenleri geri çevirdi mi? Bu sadece insani yardımla da alakalı değil. Onların haklarını her yerde savunmak önemliydi." ifadelerini kullandı.
- "Bugün Rusya-Ukrayna savaşında bizden başka rol oynayabilen ülke, aktör var mı?"
Türkiye'nin dünyadaki rolüne işaret eden Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
"Bugün geldiğimiz noktada tüm dünyanın umudu Türkiye oldu. En zengin ülkeler bile yüzünü Türkiye'ye dönüyor. Çünkü biz jeopolitik konumumuzu çok iyi kullanıyoruz ve herkesin hayrına kullanıyoruz. Bugün dünyanın sorunlarını çözmek için samimi olarak çaba sarf eden ülke sayısı çok az. Samimi olarak çaba sarf etmek isteyenler de başarılı değil. Çünkü politikalarında yanlışlık var. Ben çözeceğim diye ortaya çıkmakla olmuyor. Bugün Rusya-Ukrayna savaşında bizden başka rol oynayabilen ülke, aktör var mı? Yok. Her iki tarafı bir araya getirebilen başka bir ülke oldu mu? Bugün dünyada enerji krizinden, gıda krizinden sadece en az gelişen ülkeler mi etkileniyor? En gelişmiş ülkeler de maalesef etkileniyor. Biz onlar etkileniyor diye mutlu değiliz. Bu bizim de çıkarlarımıza, yararına değil. Biz ticaretimizin yüzde 50'sini Avrupa ile yapıyoruz. Avrupa'nın alım gücünün düşmesi bizim ihracatımızı azaltır."
AB'nin Türkiye'nin politikalarına destek vermediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Dünyada tahıl krizi yaşanırken İstanbul tahıl anlaşmasını Türkiye'den başka başaran var mı? Recep Tayyip Erdoğan başarıyor. Seven de sevmeyen de güçlü lider diyor. Bu güç sadece dünyanın en zengin ülkesi olmakla olmaz. En çok silaha sahip olmakla da olmaz. Kendi gücünü akıllı, ilkeli şekilde kullanırsan saygın güç olursun. Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Bugüne kadar yaptıklarımızı, yapıyor olduklarımızı AB ile birlikte yapsaydık Avrupa Birliği bugün dünyada ayakta alkışlanan güç olurdu. Vizyon yok. Kibirleri, kıskançlıkları gözlerini kör ediyor." diye konuştu.
- "Biz bugün doğal gaz sıkıntısı çekmiyorsak izlediğimiz politikalar sayesinde"
Avrupa'nın yaşadığı doğal gaz sorununa değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Kış geliyor. Özellikle Avrupa ülkeleri kışı nasıl geçireceğiz diyorlar. Şimdiden ısının üst sınırlarını belirlemeye başladılar. Bazı ülkelerde 19, bazılarında 20 derece olarak. Ben 20 derecede üşüyorum. Sıcağı da sevmem ama Allah yardımcıları olsun. Karadeniz'de bulduğumuz doğal gazı gelecek sene sisteme bağlayacağız inşallah. Türkiye gaz üretiyor mu, petrol üretmezken Türkiye'de gelecek kış doğal gaz sıkıntısı çeker miyiz diye bir endişe var mı? Yok. Neden yok? AK Parti iktidarları, Cumhurbaşkanımızın stratejik hamleleri sayesinde bugün doğal gaz olacak mı, olmayacak mı endişesi içinde değiliz. Biz bugün doğal gaz sıkıntısı çekmiyorsak izlediğimiz politikalar sayesinde."
- "Koalisyon dönemlerinde Türkiye'nin nasıl krizlerle karşı karşıya kaldığı ayrı bir konu"
Muhalefet partilerine yönelik de eleştirilerde bulunan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kimisi altı artı bir diyor, kimisi yedili masa diyor, başka şeyler söylüyor. Ne olduğu hiç önemli değil. Koalisyon dönemlerinde Türkiye'nin nasıl krizlerle karşı karşıya kaldığı ayrı bir konu. Bu Cumhurbaşkanlığı Sisteminin gelmesinin sebebi de bu. Aynısını Avrupa yaşıyor işte. İtalya sürekli yaşıyor, maalesef yaşıyor. Yani en gelişmiş ülkeler de yaşıyor bunu. Bu kaçınılmaz bir şey. Ama siz milletimize de sorun bunu. Kızgınlığı vardır milletimizin, beni de sevmeyebilir, milletvekillerimize de kızar, il başkanlarımıza, belediye başkanımıza kızar ama şu soruları sorduğun zaman objektif cevap verir. 'Bu ülkenin dış politikasını, Yunanistan'ı değil de, Anadolu topraklarını işgal etmeye kalkanları değil de ecdadımızı suçlayanlara teslim eder misin?' diye sor. Vatanını seven hiçbir, AK Parti'ye oy vermeyen kişi de olsa vermez. Ekonomi, eğitimi... Her alanda sorun. Peki siz emanet eder misiniz? Çocuklarınızın geleceğini emanet eder misiniz?"