Ergenlik döneminde çocuklar kendini tanıma, aileyle karşı karşıya kalma ve yeni rol modeller arama sürecine giriyorlar. Bu süreçte aile dışında yeni rol modeller arayan çocuklar en çok popüler olanlara yani yeni dönem sosyal medya fenomenlerine yöneliyor. Pandomim Psikolojik Danışma Merkezi’nden Psikolog Abdullah Duysak, konuya ilişkin uyarılarda bulundu.
Ergenlik dönemi erişkinliğe giden yolda duygusal ve fiziksel dönüşümlerin yaşandığı bir süreç, bu dönem sadece ergenleri değil ailelerini de yakından etkiliyor. Psikolog Abdullah Duysak, “Aileyle çatışma, sigara ve alkol kullanımı, yeme bozuklukları en çok bu dönemdeki çocukları etkiliyor. Ergenlik aynı zamanda başkalarına özenme, anne-baba dışında yeni rol modellerine, tarz ve tavır değişikliğine de işaret ediyor. Çocuklar her dönem, popüler olan, kitleleri peşinden sürükleyen kişileri rol model olarak benimsiyor” ifadelerini kullandı.
‘SOSYAL MEDYA KULLANIMI 13
YAŞINA KADAR MÜMKÜN OLMAMALI’
Sosyal medyanın çocuklar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerini açıklayan Abdullah Duysak, "İçerik üretimi yaptığını iddia edilen platformlar çocuklarımızı olumsuz yönde etkilediğini kesin olarak ifade edebiliriz. Bu popüler uygulamaların gelecek yıllarda yeni uygulamaların eklenme ihtimali de oldukça yüksek. Sosyal medya uygulamalarının çocuklar tarafından yoğun bir şekilde kullanılması, çocukları ve gençleri olumsuz açıdan etkiliyor. Sosyal medyanın aşırı kullanımı ile ortaya çıkan ekrana bakma süresinin uzunluğu çocukların psikolojik, fiziksel ve sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bizler bir çocuğun 13 yaşına kadar sosyal medya kullanmasının kesinlikle doğru olmadığını ifade ediyoruz. Anne ve babalara bu süreçte büyük görev düşüyor. Çocukların bu süreçte sosyal medya kullanımlarını engelleyerek ve sonrasında ise kontrollü şekilde kullanmasını sağlamalıdır” şeklinde konuştu.
‘SOSYAL MEDYA ÇOCUKLARDA
DEPRESYONA SEBEP OLUYOR’
Sosyal medya kullanımının çocuklarda depresyona sebep olacağının altını çizen Duysak, “Sosyal medyanın çocukların bilişsel gelişimlerine katkıda bulunmaktan ziyade kullanılan süreç uzadıkça dikkat dağınıklığını arttırıp, algı düzeylerinde düşüş gösterebiliyor. Bu da çocuklarda sosyal medyanın aşırı tüketimi sonrası depresyona sebep olabiliyor. Çocuklarda uyku ve yemek alışkanlıklarında gözle görülür değişiklikler, asabiyet ve tahammülsüzlük, motivasyonda düşüklük, kendini bunalmış hissetme gibi belirtiler meydana gelebilir. Çocukların sosyal medya aracılığıyla beğenildiklerini düşündüklerinden, duygusal olarak onlara iyi geldiğini fakat olumsuz yorumlar arttıkça duygusal olarak da çökmeye başladıklarını bunun da depresyon ve kaygıyı beraberinde getirdiğini, dahası olarak da akran zorbalığına kadar boyutlara ulaşacağını ifade edebiliriz” açıklamalarında bulundu.
Psikolog Abdullah Duysak, sözlerine şu şekilde devam etti; Ebeveynler ekranları yeni nesil çocuk bakıcısı olarak görüyor. Dahası çocuğun oyalandığını düşünerek onların gelişiminin olumsuz yönde etkileneceğini göz ardı ediyorlar. Çocuklar ellerinde sürekli telefon olan ebeveynleri gördüklerinde hem bir sosyal öğrenme süreci yaşıyor, hem de ebeveynlerinden onlara aktarılan iletişim sürecini kendilerine adapte ediyorlar. Çocuklar ebeveynlerini hayatta rol model alırlar. Burada ailelere büyük görev düşüyor.