Diyabet tüm dünyayla birlikte ülkemizde de oldukça hızlı yayılıyor ve birçok hastalık eşliğiyle birlikte geliyor. Diyabeti önlemek tedavi etmekten çok daha kolay. Peki diyabet hastalığından nasıl korunabiliriz, diyabet hastaları neye dikkat etmeli? Eflatun Sağlıklı Yaşam Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Tuğba Çelik sizler için açıkladı.
Türkiye’de her 6 kişiden birinin diyabet hastası olduğunu söyleyen Tuğba Çelik, “Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre ülkemizde yetişkin nüfusun yaklaşık %15-20 aralığında diyabet hastalığı görülmektedir. Bu da sağlık pazarında bütçemizin % 25 inin diyabete harcanması demektir. Diyabet tüm dünyayla birlikte ülkemizde de oldukça hızlı yayılıyor ve birçok hastalık eşliğiyle birlikte geliyor. Yani diyabet hastalığı sebebiyle körlük, böbrek yetmezliği, kalp krizi ve uzuv kayıpları yaşayabilirsiniz” dedi.
TİP 2 DİYABETİN SEBEBİ SAĞLIKSIZ YAŞAM
2 tip diyabet hastalığı olduğunu belirten Çelik, “Tip 1 ve tip 2 olmak üzere. Tip 1 diyabet hastalığı çok nadir görülür ve pankreasın insülin üretmemesi sonucuyla ortaya çıkar. Tip 2 diyabet ise pankreas insülin üretse bile yeteri kadar kullanamaz ya da bir direnç geliştirir. Tip 2 diyabetin en önemli sebebi sağlıksız yaşamdır. Kilo fazlalığıyla tip 2 diyabet arasında doğrudan bir ilişki vardır. Çoğu kişide kan şekeri yüksekliğine kolesterol ve trigliserit yüksekliği de eşlik eder. Kontrol edilmeyen ve fark edilmeyen noktada ani kalp krizi ve inme riski bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
DİYABETİ ÖNLEMEK MÜMKÜN
Diyabet hastalığını ufak değişiklikler ile önlenmesinin mümkün olduğunu ifade eden Tuğba Çelik, “Ülkemizde diyabet ve onunla gelişen komplikasyonlara harcanan para tüm sağlık sermayesinin dörtte birini oluşturuyor. Yapılan çalışmalara göre koruyucu sağlık alanında yapılan harcamalar sayesinde hastalıklar için yapılan harcamalar önemli oranda düşmekte. Daha bilinçli bir toplum daha sağlıklı bir toplum demektir. Diyabeti önlemek tedavi etmekten çok daha kolaydır. Önlemek için küçük adımlar yeterli olacaktır. Hareketsizleşen günlük yaşamımızda biraz hareket ve egzersize teşvik önemli bir adımdır. Beslenme düzenimizde ufak değişiklikler yapmak bile bedenimizde büyük değişimler yaratabilir. Batı tarzında beslenmek yerine doğala yönelebiliriz. Yani hazır ve işlenmiş gıdalardan olabildiğince uzak durmalıyız. Düzenli olarak kan değerlerimizi kontrol edip gerekli takviyelerimizi kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.
6 ÖĞÜN BESLENMEYE GEREK YOK
Bilinenin aksine az sayıda öğün ile şeker kontrolünün sağlanabileceğini vurgulayan Çelik, “Diyabet hastalığında özellikle dikkat edilmesi gereken husus kan şekerini yükseltmeden beslenebilmek. Kan şekerinin yükselmemesi için özellikle tatlı kontrolü sağlanmalı. Tatlı tabi ki tüketebilirsiniz ancak tatlıyı tüketme şekliniz de oldukça etkilidir. Yani şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edebilirsiniz. Meyve tüketimi de özellikle kan şekerini yükselten etkenlerden biridir. Meyve tüketirken de yanına çiğ kuruyemiş eklerseniz kan şekerinizdeki ani yükselmeleri engellemiş olursunuz. Şeker hastalarının kontrolü için bildiğimiz uzun zamandır hayatımızda olan 6 öğün beslenmelere gerek yok. Kişinin yaşam tarzına ve şeker değerlerine göre daha az öğünle beslenmeyle de şeker kontrolü sağlanabilir. Öğünlerde tabağınıza eklediğiniz bir salata bile lif kaynağı olmasıyla kan şekerinizdeki ani yükselmeleri önleyebilir. Ancak diyabet hastalığı da birçok hastalık gibi oldukça önemli ve sürekli kontrol altında tutulması gereken bir hastalıktır. Bir diyetisyene danışmadan hastalığı kontrol edemezsiniz” diye konuştu. -Buse Aşcı