Konya’da doğan ve yatırımlarını yine bu şehirde yapan, istihdam sağlayan, katma değer üreten, Konya’dan uzun süre İSO 500’e giren, ürüne bile adını veren Pakpen markamız vardı bizim. Bir Konyalı olarak böyle bir markanın yok olmasını hiçbir zaman kendime yediremedim. Zaman zaman dile getirdim, gündem oluşturdum. Ama yok olmasını engelleyemedik…
*** *** ***
Pakpen’in kurucusu merhum Mehmet Tuza beyin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı ve “Ben ceketimi alıp çıkmaya razıyım yeter ki burası üretime devam etsin” ifadelerini kullandığı mektup beni çok etkilemişti. Bankaların eline geçen marka içi boşaltılmak yerine bir Şişecam gibi işletilip, ehil kişilere verilebilirdi. Gel gelelim marka tamamen yok oldu gitti…
Ve en son da Konya Organize Sanayi Bölgesi’ne girince bizi karşılayan o görkemli binası da satıldı Pakpen’in… Böylece dünyaya açılan penceremiz tamamen kapanmış oldu…
*** *** ***
Geçtiğimiz gün organize sanayi bölgesinde önünden geçerken gördüm. Yeni alan Konyalı firma BAGEN’in tabelası asılmış. Arka taraftaki fabrikayı da yine Konyalı bir döküm firması satın almıştı. Tabii ki bir markanın yok olması içimizi parçalarken, o güzel binayı Konyalı bir firmanın almasına da sevindik.
*** *** ***
BAGEN de, tüm hafif ticari, kamyon ve otobüsler için rot kolu, V-kolu, tork kolu, rotbaşı, stabilizer, tamir takımı, rotil, burç, takoz gibi süspansiyon ve direksiyon parçaları imalatı yapan büyük bir ihracatçı firma. Şehrimizin markası. Yeni yatırımları hayırlı olsun…
Bu şehrin bir marka dahi kaybetmeye tahammülü yok, şansı da yok.. İnşallah ders alırız…
*** *** ***
Bir konuyu daha dile getirip, biz de artık konuyla ilgili son yazımızı yazmış olalım.. Pakpen’den hala haklarını alamayan işçilerimiz varmış. Uzun süredir mağdurlar. Bize ulaşanlar oldu dile getirmemiz için. İnşallah o kardeşlerimizin de sorunu çözülür en azından bir defter kapanırken geride mağduriyet kalmaz.