İnsanlara koşulsuz-şartsız güvenmeyin

İnsanlara sorgusuz sualsin güvenmeli miyiz? Onlar ne söylerlerse onları onaylayıp hemen dost ya da arkadaş mı olmalıyız?

Selamlar kıymeti okurlarım;

İnsanlara sorgusuz sualsin güvenmeli miyiz? Onlar ne söylerlerse onları onaylayıp hemen dost ya da arkadaş mı olmalıyız? Bana sorarsanız bu hiç iyi bir durum değil. Tanışıyor olmak ile arkadaş-dost olmak arasında çok büyük farklar var. Her tanıdığımız kişi arkadaşımız değil. Bu yüzden her yeni tanıdığımız insanlarla da hemen aniden arkadaş olmamamız gerekiyor. Her yeni tanıdığımız insanlar dost olmayacağımız gibi bu insanların söylediklerini de inanmamız lazım. Sizden ricam çevrenizde daha dikkatli olmanız. Yazımı sevdiğim bir hikaye ile tamamlamak istiyorum.

"Bir ovada kuşlar için tuzak kuran bir avcı, tuzağın bulunduğu yere buğday serpip saklanmıştı. Kuşlar kendisini görmesin diye otların ve çalıların arasına gizlenmişti. Kuş çayırda gezinirken farkında olmadan avcının bulunduğu yere geldi. Otların arasında oturmakta olan adamı gördü. Adamın niçin orada oturduğunu anlayamamıştı. Merakını gidermek için adama seslendi:

  • Hey, burada ne yapıyorsun? Kimsin sen? Niçin böyle otlar arasında duruyorsun?

Adam, avcı olduğunu anlamasın diye,

  • Ben insanlardan uzak duran bir dervişim. Bu ıssız yerde bitkilerle beslenip kendi başıma yaşıyorum, diye cevap verdi.

Kuş, onun bu sözüne inanmıştı. Ona, insanlardan uzak durmaması ve çalışıp topluma yararlı işler yapması gerektiğini anlattı.

  • İnsanların iyisi, insanlara yararı dokunandır, diye hatırlattı avcıya.

    Avcı da onun sözlerini onayladı. Uzun uzun konuştular. Böyle konuşurlarken, kuşun gözü yerdeki buğdaylara ilişti:

  • Bu buğdaylar kimin? Avcı yalan söyledi:
  • Bunları bana öksüz bir çocuk emanet etti.
  • Ben çok acıktım, dedi kuş. Açlıktan bitkin düştüm. İzin ver de biraz buğday yiyeyim.
  • Eğer çok açsan, yemende bir sakınca yok. Ama dayanabileceksen, yemesen daha iyi olur, dedi avcı.
  • Kuş, kendini tutamıyordu. Buğdaylara saldırmak için can atıyordu. Üstelik avcı da izin vermişti. Hemen saldırdı buğdaylara. Tuzağı hiç fark etmemişti.

    Buğdayların birazını yedikten sonra yürümek için başını kaldırdı ama bir türlü hareket edemiyordu. Çünkü ayağı tuzağa takılmıştı. Sabırsızlığı ve dikkatsizliği yüzünden tuzağa düşmüştü.

    Çırpınıp kurtulmaya çalıştıkça ayağı iyice bağlandı. Bağırıp yardım istedi ama yardımına kimse koşmadı. Avcıya yalvardı. Avcı zaten onu yakalamak istediği için ona yardım etmedi. Kuş, son pişmanlığın fayda etmediğini anladı"

Yaşam Haberleri