Son yılların bilinmeyen tehlikesi! Dikkat edin sizde de olabilir

Konuyla ilgili bilgi veren Psikolog Mehmet Aker, beyin sisinin, zihinsel bulanıklık, konsantrasyon güçlüğü ve hafıza zayıflığı gibi bilişsel işlevlerde yaşanan aksaklıklar olduğunu aktardı. Gündelik hayatta sıkça karşılaşılan, bir odaya girip neden orada olduğunu unutmak gibi durumların beyin sisinde en bilinen örneklerin içinde bulunduğunu söyleyen Psikolog Aker, “Beyin sisi, çoğu zaman geçici olsa da, uzun süre devam ettiğinde kişinin verimliliğini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir. Araştırmacı Cohen, bu durumu "günlük hayatın akıcılığını kaybetmek, unutkanlık ve düzensizlik hissi" olarak tanımlar. Ona göre, COVID-19 döneminde gerçekleşen sokağa çıkma yasakları yalnızca fiziksel hareketliliği değil, aynı zamanda zihinsel kapasiteyi de sınırlandırdı. Benzer şekilde, Cambridge Üniversitesi'nden bilişsel sinirbilim profesörü Jon Simons, bu deneyimin bilimsel olarak açıklanabilir olduğunu ve son yıllarda yaşanan küresel travmaların doğal bir sonucu olduğunu belirtiyor” şeklinde anlattı.
BİRÇOK BELİRTİSİ VAR
Beyin sisi üzerine yapılan araştırmalarda, özellikle pandemi döneminde bu durumun yaygınlaştığının görüldüğünü açıklayan Psikolog Aker, beyin sisiyle ilgili yapılan diğer çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Aker, “İtalya’da yapılan iki araştırma, pandemi sürecindeki kısıtlamaların bilişsel işlevler üzerindeki etkisini inceledi. Bir çalışmada, katılımcılar dikkat, zaman algısı ve organizasyon becerileri konusunda zorlandıklarını bildirdi. İskoçya’daki diğer araştırma ise, insanların kapanma sürecinde daha düşük bilişsel performans gösterdiğini, ancak kısıtlamalar kalktıkça zihinsel işlevlerin toparlandığını ortaya koydu. Özellikle uzun süre evde kalanların, dışarıya daha fazla çıkanlara kıyasla daha yavaş iyileştiği gözlemlendi. Harvard Tıp Fakültesi’nin yayımladığı bir makaleye göre, COVID-19’un doğrudan beyin üzerindeki etkilerinin yanı sıra, vücuttaki diğer sistemlerde yarattığı tahribat da düşünme ve hafıza becerilerini olumsuz etkileyerek beyin sisine neden olabilir” diye konuştu.
"UZUN SÜRE AYNI ORTAMDA KALMAK VE RUTİNLERİN DEĞİŞMEMESİ BEYİN SİSİNE NEDEN OLABİLİR"
Beyin sisinin tek bir sebebe bağlı olmamakla birlikte, çevresel ve psikolojik etmenlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkabildiğini aktaran Aker, “Çevremizdeki değişikliklerin azalması, beynin yeni uyaranlarla tetiklenme mekanizmasını zayıflatmış olabilir. Hafıza uzmanı Catherine Loveday, beynin yeni ve farklı olana yönelme eğiliminde olduğunu, ancak pandemide monotonluğun hâkim olmasıyla bu sürecin sekteye uğradığını belirtiyor. Örneğin, normalde farklı mekanlarda zaman geçirmek, farklı insanlarla görüşmek gibi etkileşimler beynin aktif kalmasını sağlar. Ancak uzun süre aynı ortamda kalmak ve rutinlerin değişmemesi, beynin uyaranlara olan duyarlılığını azaltarak beyin sisine neden olabilir. Zihinsel berraklığı artırmak için çevresel değişiklikler yapmak faydalı olabilir. Loveday, yürüyüş yaparken bir toplantıya katılmanın veya ev içinde farklı odalarda zaman geçirmenin beyin aktivitesini artırabileceğini öne sürüyor. Eğer yaşam alanı sınırlıysa, ortamın düzenini değiştirmek bile bir fark yaratabilir” ifadelerine yer verdi.
"KENDİMİZE ZAMAN AYIRMAK VE DİNLENMEK EN SAĞLIKLI ÇÖZÜMLERDEN BİRİ OLABİLİR"
Zamanın akışını belirginleştirmek için günlük rutinlerde küçük değişiklikler yapmanın, anıların daha kolay hatırlanmasına yardımcı olabileceğini dile getiren Psikolog Aker, “Örneğin, farklı bir yürüyüş rotası seçmek, çalışma ortamını değiştirmek veya yeni bir hobi edinmek zihni canlandırabilir. Loveday, sosyal etkileşim eksikliğinin de beyin sisi üzerinde etkili olduğunu düşünüyor. İnsanlar, diğerleriyle bir arada olduklarında daha uyanık ve dikkatli hisseder. Ancak pandemi sürecinde yüz yüze iletişimin azalması ve Zoom gibi platformlara bağımlılığın artması, bilişsel yükü artırarak zihinsel yorgunluğu tetiklemiş olabilir. Düşük görsel-işitsel kalite, beynin boşlukları doldurmasını gerektirerek daha fazla çaba sarf etmesine yol açabilir. King’s College London’dan biyolojik psikiyatri profesörü Carmine Pariante, beyin sisini "duygusal sıkıntının bilişsel karşılığı" olarak tanımlıyor. Ona göre, bu durum beynin stres ve üzüntüye verdiği bir tepki olarak görülebilir. Beyin sisi yalnızca zihinsel süreçleri değil, bağışıklık ve hormonal sistemleri de etkileyen daha geniş bir sürecin parçasıdır. Beyin sisi, aslında vücudumuzun bir alarm mekanizması. Bunu sadece bir dikkat dağınıklığı olarak görmek yerine, neden bu durumu yaşadığımızı anlamaya çalışmalıyız. Eğer zihinsel bulanıklık hissi yoğunlaşırsa, kendimize zaman ayırmak ve dinlenmek en sağlıklı çözümlerden biri olabilir” dedi.
GEREKTİĞİNDE YARDIM ALINMALI
Beyin sisinin, birçok faktörün birleşimiyle ortaya çıkan ve zaman zaman herkesin deneyimleyebileceği bir durum olduğunu söyleyen Aker, son olarak şunları kaydetti: “Stres, sosyal izolasyon, monotonluk ve çevresel faktörler bu durumu tetikleyebilir. Fakat bazı basit adımlarla bu bulanıklığı gidermek mümkün. Yeni deneyimlere açık olmak, fiziksel hareketliliği artırmak, sosyal etkileşimde bulunmak ve zihinsel dinlenmeye önem vermek beyin sisini azaltmada etkili olabilir. Eğer beyin sisi sürekli hale gelirse, altta yatan tıbbi veya psikolojik faktörlerin değerlendirilmesi için bir uzmana danışmak faydalı olur.” -Tuba Kaya