İsmehan Tüfekçi
Çıkmadık candan umut kesilmez
“Hasta olmayan sağlığın değerini (kadrini) bilemez” derler. Ne kadar da doğru bir söz değil mi?
İnsanoğlunun garip bir tarafı var. Elindekini kaybetmeyene kadar değerini/önemini anlayamıyor kıymetini bilemiyor. Zaman, mekan, gençlik, mutluluk ve en önemlisi sağlık elden kayıp gidince sıkıntılar başlayınca farkındalık ve pişmanlık da başlıyor. Peki artık bu farkındalığın bir faydası var mıdır? “Çıkmadık candan umut kesilmez” demiş atalarımız. Muhakkak ki öyle, hiçbir zaman başlamak için geç değildir. Konu her ne olursa olsun fakat sağlık noktasında işler pek de bu yönde gitmeyebiliyor. Sağlık konusunda geri dönüşü olmayacak bir yola girebiliyorsunuz. Bedenlerimiz de yediklerimiz içtiklerimiz kullandığımız ataçlar ve eşyalar gibi belirli/sınırlı bir tarihe bağlı. Bize düşen bu süreç içerisinde bu bedene iyi bakabilmek. Buna dini inancınız açısından bakarsanız size verilmiş olan bir emanet var ve sahibi onu nasıl kullandığınız yönünde siz, sorguya çekecek. Öte yandan -adını siz koyun- insanın başkalarına muhtaç olmadan son nefesine kadar minnetsiz ve en azından bu konuda sağlıklı bir psikolojiye sahip olabilmesi açısından sağlığına dikkat etmesi gereklidir.
Geçtiğimiz Covid-19 pandemi süreci kimilerinin ölümüne sebebiyet verirken kimilerini de yaşayan ölülere dönüştürdü maalesef. İster istemez hepimizde psikolojik ve bedensel olarak çeşitli şekilde hasarlar bıraktı. Bu arada Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın da Covid-19’a yakalandığını öğrendik. Kendisine acil şifalar diliyoruz. Şimdi yapmamız gereken bu hasarları onarmaya mümkünse yok etmeye değilse bile en az seviyeye düşürmeye çalışmak. Öncelikle bir diyetisyene gidip Vücudunuzu tanıyıp ardından ona iyi gelecek şeyleri yapmaya başlamanız. Her gün muhakkak yürümeye çalışın yürüyüşün vücudun her bölgesine ayrı ayrı faydası olmakla birlikte nörolojik yönde çok fazla katkısı var. Beyninizin bulmaca çözmekten, dil öğrenmekten, egzersizler yapmaktan daha çok kulaklık takmadan yürümenize ihtiyacı var.
Elbette ki sağlığımız yalnızca yiyip-içtiklerimizden spordan psikolojik durumumuzdan ibaret değil. Sağlığımızı etkileyen faktörlerden birisi de içinde bulunduğumuz dünyanın durumu, iklim değişikliği nedeniyle havalarda aşırılıklar başladı. Bu bozulmalardan dolayı canlılar olarak etkilenmememiz mümkün değil ama biz insanlar akıl gibi büyük bir nimete/mucizeye sahip kılınmışsak bu kötü gidişatta kendimiz olabildiğinde muhafaza etmeliyiz.
Lokman Hekim, oğluna verdiği öğütlerden birini buraya bırakıyorum:
Lokman Hekim: En iyi yemeği yemekten taviz verme
Oğlu: Biz fakiriz, peki ben bunu nasıl gerçekleştireceğim?
Lokman Hekim: Sadece acıktığında yemek yersen, en iyi yemeği yemiş olursun.
“Dünyadaki rızıklardan biri olan kalp atışlarının da sayılı olduğu unutulmamalıdır” kendinize iyi bakın. Siz bu dünyada her şeyinizle biriciksiniz.