Seviyoruz ama nasıl? Bazı İçerikler Etik Değerlere Aykırı!

Seviyoruz ama nasıl? Bazı İçerikler Etik Değerlere Aykırı!
 İnternet Editörü
Uzmanlar bazı içeriklerin bilinçaltına mesajlar verdiğine dikkat çekerek bir izleyicinin bu mesajlar sayesinde beğenerek izlediği yapımı aslında bilinçaltı kaynaklı sevebildiğini belirtiyor

Son zamanlarda popüler olan dizi ve filmlerin kendilerini pazarlama ile popüler olma noktasında bilinçaltı mesajlarına iyi verilmesi yatıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Konya Teknik Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Görsel, İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yağmur Küçükbezirci, reklam, pazarlama, film yapımı, halkla ilişkiler, propaganda, tartışmanın bilinçaltı iknaya dayalı olduğunu aktardı. Prof. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Sizin hedef olarak belirlediğiniz ve istediğiniz değişimi bilinçli olarak değerlendirmeyen bir kimsenin ya da bir grubun zihnine başarılı bir şekilde mesajınızı yerleştirebiliyorsanız ve bu fikri organik olarak çevresindekilere yaymasını teşvik edebiliyorsanız, bilinçaltını ikna etme süreci başlamıştır. Bilinçaltı ikna insanların düşüncelerinin ve inançlarının değişimini ve yeni bilgileri doğru olarak kabul etmenin yanı sıra yayılmasını sağlamaktır. Reklâm, pazarlama, film yapımı, halkla ilişkiler, propaganda, tartışma bilinçaltı iknaya dayalıdır” diye konuştu.

BAZI İÇERİKLER ETİK DEĞERLERE AYKIRI

Bilincin insanoğlunun ilk uyarımları almaya başlaması ile işlerlik kazanan ve ömrünün sonuna kadar devam eden farkında olma faaliyetleri olduğunu aktaran Küçükbezirci, “Bir başka deyişle çevresindeki varlıkları ve kavramları algılaması ve anlamasıdır. Bilinçaltı için ise çevremizdeki görüntü, ses, mesaj gibi uyarımların farkında olmadan insan zihnine yerleşmesidir diyebiliriz. Bilinçaltı zihni beynimizin kara kutusuna benzetebiliriz, nitekim bilinçaltı zihin doğumdan ölüme kadar tüm yaşananları, çevremizdeki gördüğümüz, duyduğumuz bütün her şeyi kayıt eder. Kitle iletişim araçlarının artması ve gelişmesi ile birlikte kaynak tarafından alıcıya iletilmek istenen mesajlar çok uzak mesafelerden bile eşzamanlı olarak gönderilebilmektedir. Bu durum her ne kadar kolay ve hızlı olmayı beraberinde getirse de bazı olumsuzluklar ortaya çıkabilmektedir. Bu sorunlardan birisi de bilinçaltımıza gönderilen mesajlardır, her an bilinçaltı mesajlara maruz bırakılabiliyoruz. Birçok kitle iletişim araçları; internet, filmler, şarkılar, reklâmlar, kitap, gazete, televizyon, bilgisayar kısacası iletişim kurmak için kullanılan kanalların her biri belli bir amaca yönelik komutları beyine taşıyıp, istenilen şeyleri yaptırmaya ya da açlık, susuzluk, cinsellik ve bir istek gibi içsel duyguları uyandırmaya yönelik olarak bilinçaltına mesajlar göndermek için kullanılabilmektedir. Bu bağlamda bilinçaltına gönderilen mesajların araştırılmasının önemi de ortaya çıkmaktadır, nitekim günümüzde kitle iletişim araçları ile gönderilen ve insanların bilinçaltına yerleşen etik değerler ile örtüşmeyen ya da ihtiyacı olmadan tüketime sevk eden mesajlar bireyleri ve toplumu olumsuz yönde etkileyebiliyor” ifadelerini kullandı.

BİLİNÇ, ANA RAHMİNDEN BAŞLAR

Bilincin ana rahmindeki bebeğin bazı uyarımları almaya başlamasıyla işlerlik kazanan ve son nefeste biten farkında olma hareketi olduğunu dile getiren Yağmur Küçükbezirci, “İnsanın benliğinin yanında, dış dünyadaki tüm varlıkları ve kavramları algılamasını sağlayan beyinsel anlama faaliyetlerinin tümüdür. Çalışmamızla alakalı olarak bilinçaltı kavramı için ise çevremizdeki görüntü, ses, mesaj gibi uyarımların farkında olmadan, bir başka deyişle bilinçli olmadan insan zihnine yerleşmesidir diyebiliriz. Bilinçaltı ise bilincimizin farkında olmadığı, davranışlarımızın yönlendirilmesinde önemli olan ve bedenimizdeki istemsiz kasları yöneten yapıdır. Davranışlarımızın, alışkanlıklarımızın, tesadüflerin tüm nedenleri bilinçaltımızda yatar, bilinçaltımız – tam da kelimenin gerçek anlamıyla – bilincimizin altında yatar. Bilinçli zihin, kararları verir, düşünür, analiz eder ve yön verir. Yürüme, koşma, yazma, konuşma gibi etkinliklerde hangi kas hareketlerinin yapılacağını ise bilinçdışı yönlendirir. Öğrenme ve her türlü değişim önce bilinç dışında başlar ve insan davranışlarının büyük bölümü bilinçdışının kontrolü altındadır” şeklinde konuştu.

PAZARLAMA, FİLM VEYA DİZİLER İKNAYA DAYALIDIR

İnsanoğlunun yüzyıllar boyunca kelimeler aracılığı ile düşündüğü varsayılmasına rağmen günümüzde imgeler ve onların yarattığı çağrışımlar ile düşündüğü açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bununla ilgili örnek veren Küçükbezirci, “Örneğin “elma” kelimesini gördüğümüz ya da okuduğumuz anda, beynimiz onu başka kelimeler ile ya da o kelimeye dair hatırladıklarımızla eşleştirecektir. Dolayısı ile insan beyni sonsuz sayıda kelimeye nano saniyede yani saniyenin milyarda biri gibi bir sürede ulaşabilir. Kelime görüldüğü anda Elma imgesi var olduğu yerden çıkıp gelmiştir. Zaten insan beyninde olan bu imge, açığa çıkartılmış oluyor. Araştırmacı R.S. Nickerson‟ın yaptığı deneye göre her bir deneğe saniyede bir resim olmak üzere 600 resim gösteriliyor ve sunudan sonra yapılan tanıma testinde ortalama doğruluk oranı yüzde 98 olarak ortaya çıkıyor. Bu görüş; düşünme bir bilgi işlemedir ama düşünme süreci yalnızca simge kullanımıdır. Böylece düşünmeyi araştırmanın en iyi yolu beynin içindeki simge kullanan programları incelemektir. Sizin hedef olarak belirlediğiniz ve istediğiniz değişimi bilinçli olarak değerlendirmeyen bir kimsenin ya da bir grubun zihnine başarılı bir şekilde mesajınızı yerleştirebiliyorsanız ve bu fikri organik olarak çevresindekilere yaymasını teşvik edebiliyorsanız, bilinçaltını ikna etme süreci başlamıştır. Bilinçaltı ikna insanların düşüncelerinin ve inançlarının değişimini ve yeni bilgileri doğru olarak kabul etmenin yanı sıra yayılmasını sağlamaktır. Reklâm, pazarlama, film yapımı, halkla ilişkiler, propaganda, tartışma bilinçaltı iknaya dayalıdır” dedi.

BİLİNÇLİ OLMAK GEREKİYOR

Özellikle çocukların kişiliklerinin oluştuğu kritik dönemde davranışlarını biçimlendirme açısından önemi yadsınamayacak film ve dizilerin; cinsellik ve öldürme dürtüleri bilinçaltı mesaj desteği ile kişilikleri ve davranışlarına yön verdiğini vurgulayan Küçükbezirci son olarak şunları ifade etti: “Bilinçaltı mesajlarda cinsellik özelikle vurgulanan öğelerden birisidir ve toplumu oluşturan bireylerin ahlak yapısının bozulmasına neden olabilmektedir. Bilinçaltı kavramı için genel bir tanımlama yaparsak; insanın doğumundan ölümüne kadar geçen süre içerisinde çevresinde geçen ses, görüntü, olay ve benzeri unsurların farkında olması durumudur dolayısı ile bilinçaltı zihin için beynimizin kara kutusu‟dur diyebiliriz. Bir başka deyişle bireyin dış dünyada geçen maddi ve manevi varlıkları ve kavramları algılamasını sağlayan beyinsel anlama faaliyetleridir. Dolayısı ile insan tarafından algılanıp, anlam kazandırılan unsurlarda farkındalık yani bilinçli olmak vardır diyebiliriz.” •TUBA KAYA