Başkan Erkoyuncu: Kapımız Herkese Açık!
Konya Pancar Üreticileri Kooperatifi Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanı Ramazan Erkoyuncu, Konya’nın Sesi Gazetesi Genel Müdürü İbrahim Çiçekçi ve Sorumu Yazı İşleri Müdürü Gülşen Çopur’un gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kurum hakkında öne sürülen bir takım ithamlar olduğunu ifade eden Başkan Erkoyuncu, isteyen herkesin fabrikayı ziyaret edebileceğini söyledi.
-Geçtiğimiz aylarda pancar alım fiyatı 2 bin 375 TL lira olarak açıklandı. Bu fiyat nasıl tezahür etti? Hem şeker üreticileri açısından hem çiftçi açısından? Süreç nasıl devam ediyor?
Ben bu şeker pancarı taban fiyat belirleme toplantılarında da her zaman söylüyorum. Biz 1 milyon pancar çiftçisinin hakkını koruma adına Pankobirlik Genel Başkanı hüviyetiyle ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin iştiraki olan şeker fabrikalarını temsilen oradayım. Şimdi burada samimiyetle söylüyorum. Ben asla Tarım Bakanlığı’nın taban fiyat uygulamalarında, çiftçi adına olumlu, tüketici adına olumsuz yada tam tersi bir tavra girmem. Yani fiyatlarda biraz daha düşük fiyat gündemdeydi.
Çiftçinin beklentisi 2 bin 200 gibiydi. Ama enflasyonist bir ortamda bu rakamın uymayacağını bütün gerekçeleriyle Sayın Bakanımızın huzurunda bütün ilgili birimlere anlattık. 2 bin 375 gibi bir fiyat bizim için uygundu. Benim konuşmamı duyan bazı insanlar olumsuz da tepki verir. Der ki 3 bin lira olsun. Keşke olsun ama peki karşılığında şeker kaç para? Geçen yıl şeker neredeyse maliyetine satıldı çünkü ihtiyaç vardı. Bazıları sonradan fiyat yükseldiğini ima etmişti. Ben de biliyorum yükseleceğini ama bizim çiftçimize şubat ayında ödenmesi takvime bağlanmış bir gelenek haline gelmiş ödeme takvimimiz var. En kötü zamanında bile bu kurum bunu ödemiş, istisnalar hariç. Ben bu borcumu ödeyeceğim Şubat ya da martta öderim. Ama o anda şekerin bütün Türkiye'deki pancar paralarını dağıttıkları için müthiş bir şeker arzı var. Talep de ona göre düşük oluyor. Piyasadaki oyuncular da bunu biliyor. Fiyat düşük ama ben borcumu ödemek zorundayım. Çok kredi aradık. Maalesef geçmişte buranın bir kuruş kredisi kalmadığı için mevcut kullanıma açık bir kuruş. Hala kredimiz yok.
-Siz göreve geldiğinizden beri hiç borçlanmadınız mı?
Bankalara bir kuruş kredi kullanmadık. Geçici bir para aldık. Günü geçmiş 450 milyon esnafa sokağa borcumuz vardı. Çiftçiye değil, devlete değil, tedarikçilere olan, günü geçmiş kokmuş bir borç yükü vardı. Onu ödedik, onu da tekrar iade ettik. Abartılı çiftçiyi tatmin edecek düşünce, görüş ve sonuç olarak rakamlara da şiddetle karşı çıktım. Ama ben bu rakamı istemezük mantığıyla demedim. Altını doldurarak. Bu rakamlar, bu pancar parasında rakamların düşüklüğünü bütün gerekçelerini göstererek söyledim. Bu rakam çiftçi Ramazan tatmin etti. Çiftçiyi de tatmin etti. Gerçekçi olalım.
-Şekerde bir sübvanse söz konusu olduğu için sizin maliyetleriniz artacak. Şeker fiyatı maliyeti de artacak ama siz bu şekere zam yapabilecek misiniz?
Biz şekere zam yapamıyoruz. Niye? Şeker de 2020 yılında bir suni bir yokluk oldu. Bunu ben o zamanki Ticaret Bakanımız Sayın Mehmet Muş Bey'in başkanlığında, Ankara'da bir toplantı yaptık. Bu şeker fiyatları fahiş rakamlara abartılı yükseliyordu. Sayın Bakanımıza, ‘ithal etmeyin’ dedim. Ama itiraz ettiler. ‘Sayın Bakanım, sembolik bir 10 bin ton ithal edelim’ dedim. Şeker fiyatlarının çıkmaması için o zaman çok çaba sarf ettim. Toplantı üstüne toplantı yapıldı. Ama buna rağmen sıfır gümrüklü 400 bin ton ithal izni çıktı.
2022-2023 yılı kampanyasının başlangıcında Türkiye'de stokta Türk Şeker ve diğer fabrikalarda toplam 350 bin ton stokla girdik. Gerçekleşen ithalat 321 bin tondu. Dolayısıyla hiç ithal etmesek 29 bin ton stokla 22-23 kampanyasına giriyorduk. Fakat bugün pancar ve şekerde arz talep dengesi bozuk. Arzda fazlalık var maalesef.
-Biraz da markayı konuşalım. İkinci döneminizdesiniz. Güzel bir oy çoğunluğuyla yeniden güven tazelediniz. Bu süreçte Torku hep mali problemler algısıyla gündeme geldi. Finansal tablonuz sürdürülebilir mi? Şu an ne durumda?
Ben hep söyledim. Seçimler öncesi ve sonrasında da belirttim. Bu enerji bizi maalesef çok olumsuz etkiledi. Bu kurum eğer enerjiye girmeseydi bugün olumlu yönde devasa bir mali tablosu vardı. Ben geldiğimde kurumun yaklaşık 760 milyon dolar Kangal’a borcu vardı. 350 milyon dolar civarı da Soma'ya borcu vardı. Gıda tarafında da 9 milyar 350 milyon TL borcu vardı. Biz bunu yapılandırdık. Kangal’ı da yapılandırdık. Bu kurumun 2029 Mart'ta sıfır borcu var. Yapılan yeni yatırım olur, onu saymıyorum. Ama enerjiye gelelim. Enerji maalesef bizim için büyük bir talihsizlik. Konya için ve kurum için büyük talihsizlik. Çünkü bu kurum Konya'nın ekonomi sayfasında büyük bir yerde duruyor. Sadece mesele çiftçi bazlı değil.
Şimdi gıdada hiç problem yok. Ama bazıları gıdada yarıya düştüğümüzü iddia ediyor. Onlar hikaye, palavra şeyler. Ben her zaman şunu söylerim. Değil buranın ortağı, üyesi herhangi bir vatandaş istediği zaman gelir belgelere bakar. Bunlar boş laflar. Bunlar sokak ağzı. Gelirler, bakarlar. Gerçekten dedikleri gibiyse gerekçeyi söyleriz. Kamuoyu tatmin olmazsa bize gereğini yapar. Bu kadar basit. Ben hep söylerim. Her şeye ama her şeye açığız.
-Bu süre zarfında gıda da yatırımlar da devam ediyor mu? Torku için ne gibi yatırımlar yapılıyor?
Çumra Şeker 16 bin 500 ortalamayla çalışır. Orayı gelecek yıl 22 bine çıkarma adına neredeyse Türkiye'de olan 8-10 tane fabrikanın kapasitesi kadar kapasite artırımına gidiyoruz. Kampanyaya yetiştirecektik ama yetişemedik. Konya'daki kapasite artırımı yetişti ama Çumra hala devam ediyor. Aslında kapasiteyi artırma gerekçemiz Konya Ovası. Hep söylerim pancarın kaderi Konya Ovası'dır. Bir yıl, üç yıl, beş yıl sonra bu üretimin yüzde 60'ı bu Orta Anadolu'da oluşacak. Dolayısıyla en büyük pay bize düşecek. Çiftçimiz daha rahat edecek. Ama bugünden yarına maalesef olmuyor. Sonuç bizim hiçbir şaibeye gerek kalmadan Konya'nın en iyi pancar ve şeker üreticisi olduğumuzu herkese göstermemiz lazım. Ama bu bugünden yarına olmuyor. Onun için de elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.
-Torku’nun bu başarılı sürecine yabancı markalara olan boykotun bir katkısı olduğunu, Torku markasının aslında bir kaçış limanı olduğunu düşünüyor musunuz?
Bu süreçte yerli gıda ve ette çok yabancı markalarda bir şey yok ama içecek grubunda var. Burada da iyi ki sordunuz. Bir konuya açıklık getirmek istiyorum. ‘No10’u kapattınız diyorlar.’ No10 diye bir fabrika yok aslında. No10, geçmişte üretilmiş satış rakamları çok kötü, reklam giderini, bütçesini bile karşılayamamış bir şey. Mecburen üretimi durdurduk ki bu burada üretim fabrikası bile yok. Biz onu fason Gaziantep’te bir fabrikada yaptırıyorduk. Ömür boyunca para kazandırmadığı gibi açık ara zarar etmiş. Şimdi niye gündeme geliyor bu? İsrail’in soykırımdan dolayı bazı markaların boykot edilmesinden dolayı. Ama biz bunu üretmişiz ve satamamışız. Tırlarca ürün iade olmuş. Gönül ister ki güzel bir şekilde üretelim beğenilsin. Ama burada şunu da söylemek istiyorum. Biz İsrail’e ihracatı da kestik.
- Peki, mevcut fabrikanın taşınması gündeminizde ne aşamada, yeni fabrika inşaatına yönelik bir hazırlığınız var mı?
Ben bu yeni fabrikanın yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü fabrika şehrin ortasında kaldı. Çumra Şeker kömürle elektrik ve buhar üretiyor. Ama burası şehir merkezinde olduğu için kömüre müsaade edilmiyor. Çoğunlukla doğal gaz yakıyoruz. Bu anlamda yılda sadece 350 milyon TL civarı bundan tasarrufumuz olacak. Bizim burada alanımız çok daralmış bir durumda. Pancar stok alanımız bile sıkıntılı. Dolayısıyla biz fabrikayı götürmek zorundayız. Biraz geciktik. Ama bu gecikme kimseye zarar vermediği için rahattık. O yüzden biraz daha ağırdan alarak ölçerek ve biçerek olaya bakıyoruz. ‘Yeni fabrikayı sıfır mı yapalım yoksa kademe kademe mi taşıyalım’ bunun düşüncesindeyiz. Tabi ki ekonomik neden de var. Ama illaki oraya fabrika yapılacak. İnşallah gelecek yılın sonuna doğru temel atma hedefimiz var.
-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak bana yöneltilen ithamlarla ilgili birkaç bir şey söylemek istiyorum. Tüm kamuoyuna seslenmek istiyorum. Bu kurumun ortağı olsun olmasın. Sokaktaki herhangi bir vatandaş bile kafasına takılan, bu söylemlerden dolayı şüphe hissedebileceği her ne olursa bizatihi kuruma gelip belgelerimize bakabilir. Sizin aracılığınızla davet ediyorum. Lütfen gelip işin aslını öğrensinler. Böyle ithamlarda bulunmak doğru değil.
Kaynak:Konya'nın Sesi