Sevdikleri enkaz altındaydı, o haberlerini yaptı!
Gazetecilik; bilgi akışını sağlamak, toplumu bilinçlendirmek için zor ve kutsal bir meslek. Ancak bu meslek, sadece bir iş olmanın ötesinde, aynı zamanda zorluklarla dolu. Gazetecilerin karşılaştığı zorluklar, mesleğin doğasından kaynaklanır. Zaman zaman tehlikeli koşullarda, afet bölgelerinde, baskıcı rejimlerin bulunduğu ülkelerde veya çatışma bölgelerinde çalışmak zorunda kalan gazeteciler, cesaretlerini ve özverilerini her an sergilemek durumunda kalır. Doğru bilgiye ulaşma çabası, bazen can güvenliğini riske atmayı gerektirebilir. Bu durum, gazeteciliğin ne kadar zor ve fedakârca bir meslek olduğunu gösterir. Gazetecilik mesleği, bu zorlukların yanında, topluma hizmet etme ve farkındalık yaratma gibi kutsal bir amaç taşır. Gazeteciler, hakların savunulmasında, haksızlıkların ortaya çıkarılmasında ve insanların sesini duyurmasında önemli bir rol oynarlar. Onlar, bireylerin ve toplulukların hikayelerini dünyaya taşırken, insanlığın ortak değerlerini yüceltirler. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis, Adana, Malatya ve Elazığ illerini derinden etkileyen, “asrın felaketi” olarak tarihe geçen deprem sürecinde sahada gazetecilik yapan Gazeteci Didem Kayabaşı ise, Konya’nın Sesi Gazetesi’ne, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne hitaben açıklamalarda bulundu. Gazeteci Didem Kayabaşı, Kahramanmaraş Manşet Gazetesi’nde aktif olarak çalışıyor.
“ÇOK FAZLA YALAN HABER ÇIKTI”
6 Şubat’ta meydana gelen depremleri en ağır şekilde yaşayan biri olarak deprem anında herhangi bir haber yazamadığını anlatan Gazeteci Didem Kayabaşı, depremin ertesi günü mesleğini yapmak için sahaya indiğini ancak telefonunun çekmediğini ve internete erişiminin olmadığını söyledi. Bu yüzden kamuoyunu bilgilendirmede çok büyük zorluklar yaşadığını ifade eden Didem Kayabaşı, “Mesleki olarak sorumluluğum olduğunun farkındaydım ama aynı zamanda kendimin ve ailemin can güvenliği konusunda da çok endişe ediyordum. Kendi akrabalarımın, arkadaşlarımın ve meslektaşlarımın enkaz altındaki haberlerini yapmak beni derinden etkilemişti. İnanılmaz bir kargaşa hakimdi. İnternet olmadığı için kamuoyu bilgilendirilemiyordu. İnternete erişim sağladığımızda ise daha farklı bir kaos hakim oldu, o da halkı yanlış bilgilendirmeydi. Etrafta çok fazla yalan haber dolanıyordu. Yerel gazeteler ve ajanslar ne kadar doğru bilgiyi insanlara aktarmaya çalışsa da sosyal medya hesaplarından yayılan yalan haberler kamuoyunu yanlış bilgilendirdi” diye konuştu.
“SAHADA ÇOK DUYGUSAL ANLAR YAŞADIM”
Deprem sonrası bölgeye Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından gelen yardımların nerede ve ne zaman dağıtılacağını, arama kurtarma çalışmaların, saatler hatta günler sonra kurtarılan canların haberini yapmanın kendisi için son derece duygusal olduğunu dile getiren Kayabaşı, “Aklımdan çıkmayan oldukça fazla anı var. Enkaz başında kucağında kendi kızının cansız bedeniyle bekleyen baba, annesini, babasını ve kardeşini kaybetmiş İrem’in çığlıkları ve daha anlatırken zorlanacağım birçok anım var” diye anlattı.
“GAZETECİLİK ÖNEMLİ BİR SORUMLULUKTUR”
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla bütün meslektaşlarının gününü kutlayan Didem Kayabaşı, sözlerini şöyle bitirdi: “Gazetecilik, toplumun doğru ve tarafsız bilgiye erişimini sağlama, gerçekleri ortaya koyarak kamuoyunu aydınlatma ve demokrasiyi güçlendirme gibi son derece önemli bir sorumluluğu vardır. Bu anlamlı görevi, her türlü zorluğa rağmen büyük bir özveri ve kararlılıkla yerine getiren değerli meslektaşlarımı gönülden tebrik ediyorum.” •TUBA KAYA