Müslümanların Dört Gözle Beklediği Ramazan Ayının Faziletleri!

Müslümanların Dört Gözle Beklediği Ramazan Ayının Faziletleri!
 İnternet Editörü
İslam alemi için büyük bir öneme sahip olan ve bin aydan daha hayırlı kabul edilen Kadir Gecesi'ni barındıran Ramazan ayı geldi.

Müslümanların 11 aydır beklediği Ramazan ayı geldi. Ramazan ayı, İslam dünyasında büyük bir öneme sahip olan mübarek bir dönemdir. Her yıl, Hicri takvime göre değişen bu ay, oruç tutma, dua etme ve ibadet etme fırsatı sunar. Müslümanlar, sabahın erken saatlerinde sahur yaparak oruçlarına başlar ve güneşin batmasıyla birlikte iftar sofrasında bir araya gelirler.

Bu ayda, yardımlaşma ve dayanışma duygusu artar. İhtiyaç sahiplerine yardım etme, paylaşma ve sevgi dolu ilişkiler kurma vurgusu öne çıkar. Ramazan, ruhsal olarak arınma, sabır ve öz disiplin geliştirme fırsatı sunar. Aileler, dostlar ve komşularla bir araya gelerek iftar yapmak, bu dönemin en güzel anlarındandır. Tüm bu nedenlerle, Ramazan ayı, hem bireysel hem de toplumsal olarak derin bir anlam taşır.

dsc-0581-001.jpg

TOPLUM OLARAK MANEVİ BİR YENİLENMEYE VESİLE OLUR

Ramazan ayının manevi önemi ve İslam’daki yeri hakkında bilgi veren Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Öge, Ramazan ayının, Allah’ın Müslümanlara ihsan ettiği en kıymetli zaman dilimlerinden biri olduğunu söyledi. Kur’an-ı Kerim’in indirildiği, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni içinde barındıran bu mübarek ayın, kulluğu gözden geçirme, nefis muhasebesi yapma ve Allah’a daha yakın olma fırsatı barındırdığını belirten Ali Öge, “Oruç ibadetiyle bedenimizi ve ruhumuzu terbiye eder, sabrı, şükrü ve paylaşmayı en güzel şekilde idrak ederiz. Ramazan, aynı zamanda tefekkür ayıdır. Günlük meşgaleler içinde kaybolan insan, Ramazan’da özüne dönerek Allah’a olan bağlılığını kuvvetlendirir. Bu ayda oruç, zekât, infak ve hayır hasenat gibi ibadetlerle arınır, dualarla Rabbimize yöneliriz. Ramazan ayı, bizleri kardeşlik ve dayanışma ruhuyla bir araya getirir, toplum olarak manevi bir yenilenmeye vesile olur” diye konuştu.

0x0-cuma-hutbesi-yayinlandi-23-haziran-diyanet-cuma-hutbesi-konusu-ve-tam-metnini-yayinladi-1687506264948.webp

MANEVİ ATMOSFER HAKİM OLACAK

Müftülük olarak Ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirmek için camilerde çeşitli programlar düzenlediklerinden bahseden Prof. Dr. Ali Öge, teravih namazları başta olmak üzere mukabeleler, vaaz ve irşad programları, hatimlerle süslenmiş cemaat buluşmaları gerçekleştireceklerini anlattı. Öge, “Ayrıca gençlerimize yönelik özel programlar ve çocuklarımız için Ramazan’a özel etkinlikler düzenliyoruz. Bunun yanı sıra, Ramazan sohbetleriyle toplumumuzun manevi hayatına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Dijital platformlar üzerinden vaaz ve sohbetlerimizi yayınlayarak daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyoruz. Camilerimizi Ramazan boyunca manevi bir atmosferle dolduracak ve vatandaşlarımızın bu bereketli ayı en güzel şekilde ihya etmelerine vesile olacağız” şeklinde konuştu.

1673517153.jpeg

"RAMAZAN, BİREYSEL İBADETLERİN YANI SIRA AİLECE YAPILAN İBADETLERLE DE GÜZELLEŞEN BİR AYDIR"

Sahur ve iftar vakitlerinin, duaların kabul olacağı müstesna zaman dilimlerinden olduğunu dile getiren Konya İl Müftüsü Öge, “Sahurda yapılan dualar, niyetin samimiyetini ve oruca olan teslimiyeti gösterirken, iftar vakti ise Allah’ın bizlere sunduğu nimetlere şükretme vaktidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), iftar anında yapılan duaların geri çevrilmeyeceğini müjdeledi. Ramazan boyunca cemaatle yapılan dualar, ümmet bilincini pekiştirir. Camilere akın eden müminler, ellerini semaya açarak sadece kendileri için değil, tüm Müslüman kardeşleri için de niyazda bulunurlar. Bu dualar, rahmet ve mağfiret ayı olan Ramazan’ın manevi atmosferini daha da güçlendirir. Ramazan, bireysel ibadetlerin yanı sıra ailece yapılan ibadetlerle de güzelleşen bir aydır. Aile fertlerinin bir araya gelerek iftar açmaları, teravih namazlarını birlikte kılmaları, mukabele takip etmeleri, Ramazan’ın manevi ruhunu daha derinden hissetmelerine vesile olur. Aile içindeki manevi ortam, çocukların ve gençlerin de bu atmosferi yaşayıp ibadet alışkanlığı kazanmalarına yardımcı olur. Özellikle iftar ve sahur vakitleri, aile bağlarını kuvvetlendiren çok özel anlardır. Aile içinde yapılan dualar, sohbetler, ibadetler, Ramazan’ın feyzinden hep birlikte istifade etmeyi sağlar” diye anlattı.

2022-04-04-23-21-37-o3gklgfrpfxfy5h.png

BU AYDA YARDIMLAŞMA DA ÇOK ÖNEMLİ

Ramazan ayında öncelikle oruç ibadetinin eda edildiğini anımsatan Öge, bunun yanında beş vakit namaza daha özen gösterilmesi, teravih namazlarının kılınması ve mukabelelerle Kur’an-ı Kerim’in daha çok okunmasının önemine dikkat çekti. Öge, “Zekât, fitre ve sadaka gibi ibadetlerle ihtiyaç sahiplerine yardım etmek de Ramazan’ın ruhuna uygun en güzel ibadetlerdendir. Tevbe ve istiğfar etmek, dualarımızı artırmak, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) sünneti üzere ibadetlerimizi ihya etmek de bu ayın feyzinden daha fazla istifade etmemize vesile olacaktır. Gençlerimiz ise, Ramazan’ın bereketini hissetmek ve bu ayı verimli geçirmek için Kur’an-ı Kerim okumaya, anlamını öğrenmeye ve ibadetlerini artırmaya gayret göstermeli. Camilerdeki vaazlara ve sohbetlere katılmaları, manevi iklimi daha iyi yaşamalarına yardımcı olacak. Ayrıca, sosyal yardım projelerine katılarak ihtiyaç sahiplerine destek olmaları, Ramazan’ın rahmet ve bereketini daha derinden hissetmelerini sağlayacak. Ramazan, gençlerin hem manevi olarak gelişmesi hem de sosyal yardımlaşma bilinci kazanması için çok kıymetli bir fırsat. Çocuklara da Ramazan’ı sevdirmek için öncelikle onların anlayabileceği bir dille bu ayın önemini anlatmalıyız. Onlara iftar ve sahur sofralarının heyecanını yaşatmalı, oruç tutmaya teşvik etmeli ancak zorlamamalıyız. Mukabelelere katılmalarını sağlamak, Ramazan’a özel etkinlikler düzenlemek, onlara hediyeler vermek gibi yöntemlerle bu mübarek ayı sevimli hale getirebiliriz. Ayrıca, paylaşmanın ve yardımlaşmanın güzelliklerini yaşayarak öğretmek, Ramazan’ın ruhunu onların kalplerine nakşetmemize vesile olur” ifadelerini kullandı.

TERAVİH NAMAZI RAMAZANI TAMAMLIYOR

Ramazan ayında teravih namazının önemi hakkında da bilgi veren Öge, Teravih namazının Ramazan ayında, yatsı namazından sonra sabah namazı vaktine (fecrin doğuşuna) kadar kılınabilen nâfile namaz olduğunu aktardı. Hadisi şeriflerde Ramazan gecelerinin ihyası olarak nitelendirilen bu namazda dört rekatta bir dinlenme amacıyla biraz ara verildiğinden "teravih" dendiğini kaydeden Öge, “Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1 [2012]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 177-178 [761]). Yine Hz. Peygamber, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Salâtü’t-terâvîh, 1 [2009]; Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 173-175 [759-760]) buyurarak teravih namazına teşvik etti. Bu bakımdan teravih namazı, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Teravih namazını dört rekatta bir selâm vererek kılmak caiz ise de iki rekatta bir selâm vererek kılmak daha faziletli. Bu namazın her dört rekatının sonunda bir miktar oturup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilâhe illallah) ve salavât ile meşgul olunması uygun görülür. Bu namaz, Ramazan’ın manevi atmosferini en güzel şekilde hissetmemize vesile olur. Teravih, genellikle yirmi rekât olarak kılınır, ancak sekiz rekât olarak da kılınabileceğine dair rivayetler de var. Önemli olan, bu ibadeti ihmal etmemek ve Ramazan gecelerini ibadetle süslemek” dedi.

Ramazan'da yapılacak sosyal yardımlarla ilgili öne çıkan projelerden bahseden Öge, “Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine yönelik birçok yardım faaliyeti düzenlenir. İl Müftülüğümüz, İlçe Müftülüklerimiz ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Şubelerimiz gıda yardımları, iftar sofraları, fitre ve zekât organizasyonları gibi projelerle halkımızın desteğini ihtiyaç sahiplerine ulaştırır. Bu ayda hayırseverlerimizin katkılarıyla birçok insanın yüzü gülecek, Ramazan’ın bereketi toplumun her kesimine ulaşacak. Paylaşmanın ve dayanışmanın zirveye ulaştığı bu mübarek günlerde, hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız” diye söyledi.

"KİM GÖNÜLDEN İYİLİK YAPARSA, O İYİLİK KENDİSİNEDİR"

İslâm dininin, ilke olarak, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tuttuğunu belirten Öge, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirildiğini anlattı. Öge, “Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucu ibadetini belli şartlara bağlı olarak erteleme veya fidyesini verme konusunda bazı ruhsatlar getirildi. “Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir.” (el-Bakara, 2/183-184). İslâm âlimleri bu âyet-i kerîme ve ilgili hadislere dayanarak Ramazan orucunu tutmamayı mübah kılan mazeretleri şöylece sıralamışlar: Hasta olanlar, yolculuk yapanlar, hamileler, emziren anneler, ağır işlerde çalışanlar, yaşlılar ve oruç tutamayacak durumda olanlar. Ruhsata gerekçe olan hâl ortadan kalkınca tutulamayan oruçlar kaza edilir. İyileşmesi mümkün olmayacak şekilde hasta olmak, ya da aşırı yaşlı bulunmak gibi oruç tutmaya sürekli bir engelin bulunması hâlinde tutulamayan her oruç için bir fidye verilir. Bir oruç fidyesi bir fıtır sadakası miktarıdır. Bir fıtır sadakası ise bir kimseyi orta hâllisi ile bir gün doyurabilecek yiyecek miktarı veya bunun parasal karşılığı olarak belirtilir” diye konuştu.

"DUALARIMIZI, SADAKALARIMIZI VE YARDIMLARIMIZI ARTIRARAK RAMAZAN’IN BEREKETİNDEN İSTİFADE EDELİM"

Ramazan’ın, Allah’ın insanlara sunduğu büyük bir nimet olduğuna dikkat çeken Öge, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu mübarek ayı en güzel şekilde değerlendirelim, ibadetlerimize sarılalım, kardeşlik ruhunu pekiştirelim. Dualarımızı, sadakalarımızı ve yardımlarımızı artırarak Ramazan’ın bereketinden istifade edelim. Cenâb-ı Hak, bizleri bu ayın rahmetinden ve mağfiretinden en güzel şekilde nasiplendirsin. Ramazan’ımız mübarek olsun!” TUBA KAYA