Onların çığlığına dünya kulağını tıkıyor!

Onların çığlığına dünya kulağını tıkıyor!
 İnternet Editörü
Çin, Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine yönelik sistematik bir soykırım politikası izleyerek, kültürel ve dini kimliklerini yok etmeye çalışıyor. Kamplarda tutulan milyonlarca insan, işkence ve diğer insan hakları ihlallerine maruz kalıyor

Çin, Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine yönelik sistematik bir soykırım politikası izleyerek, kültürel ve dini kimliklerini yok etmeye çalışıyor. Kamplarda tutulan milyonlarca insan, işkence, zorla çalıştırma ve diğer insan hakları ihlallerine maruz kalıyor. Uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalması, insanlık onuruna yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor

Çin'in Doğu Türkistan'daki işgali, baskıları ve soykırım fiilleri, 2024 yılında artarak devam etti. 2024 yılı, işgal altındaki Türk yurdu Doğu Türkistan'da Çin'in uyguladığı baskıcı politikaların hız kesmeden devam ettiği, bölgedeki Uygur Türkleri ve diğer etnik azınlıkların ağır insan hakları ihlalleriyle karşı karşıya kaldığı bir sene olarak geride kaldı. Çin'in Doğu Türkistan'daki işgali, baskıları ve soykırım fiilleri, 2024 yılında da artarak devam etti. Çin hükûmetinin bölgedeki denetimi, daha da sertleşen bir şekilde sürdü. Ancak bu soykırım, dünya medyasında çok fazla yer almadı. 2014 yılından bu yana Tayland’da gözaltında tutulan 48 Uygur Türkü’nün, Çin’e iade edilme kararı da Doğu Türkistan meselesini yeniden gündeme getirdi. Konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Rumeli Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ve Emekli Albay Süheyl Çobanoğlu, Çin’in Doğu Türkistan’a karşı neden soykırım uyguladığını değerlendirdi.

sessiz-soykirim-ve-insanlik-drami-1-001.webp

DOĞU TÜRKİSTAN, TÜRKLÜĞÜN ANA VATANI OLARAK BİLİNİYOR

Çin Halk Cumhuriyetine bağlı, Doğu Türkistan adıyla da bilinen, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin uzun zamandır yaşadığı insanlık dramıyla çekilen acıların durdurulamadığından yakınan Süheyl Çobanoğlu kısa süreli bağımsızlık dönemleri yaşamışlarsa da Uygur Türkleri’nin uzun yıllardır Çin’in etnik asimilasyon politikaları ile ezildiğini dile getirdi. Süheyl Çobanoğlu, “Doğu Türkistan; Türklerin yurdu, memleketi, eli, ili manasına gelen, Asya ile Avrupa arasında bağlantıyı sağlayan bir köprü vazifesi gören, askerî, stratejik, jeopolitik, jeostratejik bakımdan çok mühim bir mevkide bulunan, topraklarında Hunlar, Tabgaçlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular gibi Türk devletleri kurulan ve İskender-i Zülkarneyn, İran, Arap, Moğol, Çin ve Rus istilâlarına maruz kalan, petrol ve gaz başta olmak üzere yeraltı-yerüstü kaynakları bakımından oldukça zengin bir ülke olarak karşımıza çıkıyor. 11 Türk kavminin neşet ettiği yer Doğu Türkistan Türklüğün ana vatanı, Türk medeniyet ve kültürünün kaynağı olarak biliniyor” diye anlattı.

DİNLERİN, MEDENİYETLERİN, TİCARET KERVANLARININ ORTAK DEĞİŞİM NOKTASI

Türk mitolojisinin, Dede Korkut masallarının ortaya çıktığı, Kutadgu Bilig, Divanü Lügat-it Türk ve Atabetü’l Hakayık’ın yazıldığı coğrafyanın Doğu Türkistan olduğunu aktaran Süheyl Çobanoğlu, “Doğu Türkistan, tarihte doğu ile batı arasında çeşitli dinlerin, medeniyetlerin, ticaret kervanlarının ortak değişim noktası. Orta Asya’da oldukça stratejik konuma sahip olan Doğu Türkistan “Tarihi İpek Yolu”nun kavşağı olarak da biliniyor. Ayrıca denizlerden çok uzak olması, yüksek dağlarla ve çöllerle çevrili bulunması hasebiyle dünyada ender rastlanan ‘‘savunma ve saldırı’’ merkezi konumunda. Doğu Türkistan Çin için çıkış kapısı olup, Çin’in Avrasya’ya yönelik hâkimiyet tesis etme düşüncesinin kilit yeri olarak karşımıza çıkıyor. Sahip olduğu özellikler dolayısıyla Doğu Türkistan’a Çin’in Ukrayna’sı deniliyor. 1 milyon 828 bin 418 kilometrekare yüz ölçümüne sahip olan Doğu Türkistan, Kızıl Çin’in işgali altında. Doğu Türkistan adı 1876 Çin-Mançu istilasından sonra 1884 yılında Şin-ciang (yeni toprak) olarak değiştirildi. 1949’da bölgenin komünist Çin tarafından işgalinden sonra yeni yönetim de bu adı kullanmaya devam etti, 1955 yılında ise Doğu Türkistan’ın resmi ismi ‘‘Şin-ciang Uygur Özerk Bölgesi’’ olarak ilan edildi. Bugün Doğu Türkistan ahalisinin çoğunluğu Türk olarak karşımıza çıkıyor. Geri kalanların ekserisi Çinlidir, bir miktar Moğol, Tibetli, Tacik, Rus da vardır. Türklerin hemen hepsi ehlisünnet olup Hanefi Mezhebindendir. “Şin-ciang Uygur Özerk Bölgesi” adıyla otonomi verilen, nüfusu Çinli göçmenler hariç Çin yönetiminin bütün inkârlarına rağmen 35 milyonu geçen ve başkenti Urumçi olan Doğu Türkistan’da; Kaşgar, Aksu, Hoten, Sayram, Turfan, Urumçi (Beşbalık), Kumul (Hami), Yarkent, Gulca gibi tarihî Türk şehirleri bulunuyor. Çin zulmü ve esareti altındaki Doğu Türkistan, tarihte ilk Türk devleti olarak bilinen Hun İmparatorluğu’ndan itibaren birçok Türk devletinin kurulduğu sahadır. Gök-Türk, Uygur, Karahanlı devletleri bunların en meşhurlarıdır. Ayrıca Türk ilim ve fikir hayatı için de son derece önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

730279ca-0cfd-4f46-a0e3-ffc41e094c6b.jpg

SAYISIZ KAYNAKLARA SAHİP BİR ÜLKE

Çobanoğlu, siyasi, ekonomik ve askeri yönden oldukça ehemmiyetli olan Doğu Türkistan coğrafyasının; petrol, volfram (silah sanayisinde kullanılan önemli bir maden), altın, gümüş, platin, kömür ve uranyum gibi stratejik ham maddeler, sayısız yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip bir ülke olduğunu da aktardı. Çin genelinde 148 çeşit madenin 124’ünün çıkarıldığı Doğu Türkistan’ın, Çin’in petrol ve doğal gaz alanındaki en stratejik bölgesi haline geldiğini söyleyen Çobanoğlu, “Nitekim Çin’in petrol rezervlerinin yüzde 25’ini, doğal gaz rezervlerinin ise yüzde 28’ini barındırıyor. Bu oranlar Japonya’da çıkan Fuji Sankei Business gazetesinin 7 Eylül 2004 tarihli sayısında açıklandı. Doğu Türkistan’ın petrol rezervleri İran ve Irak’ın rezervlerinin 10 katıdır. 910 bin kilometrekarelik alanda petrol tespit edildi. Her yıl 10 milyon ton petrol Çin’e taşınıyor. Buna rağmen petrol Çin’den iki kat daha pahalı. Tarım Havzası, Karamay Bölgesi, Kumul-Turfan Bölgesi, Taklamakan Çölü önemli petrol sahaları olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

DOĞU TÜRKİSTAN TRİLYONLARCA METREKÜP DOĞAL GAZ BARINDIRIYOR!

Doğu Türkistan’ın trilyonlarca metreküp doğal gaz rezervlerine sahip olduğunu ve 30 bölgeden doğal gaz çıkarıldığına dikkat çeken Çobanoğlu, “Özellikle Cungarya ve Tarım havzaları doğal gaz bakımından oldukça zengin. Hububat, pamuk, ipek, halı, el zanaatları ve özellikle hayvancılık Doğu Türkistan ekonomisinin temelini teşkil eder. Maalesef kültür ve medeniyet beşiği, tarihi ana vatanımız Doğu Türkistan coğrafyasında yaşayan ve bu kadar zengin kaynaklara, imkânlara sahip Uygur Türkleri; açlık sınırında yaşıyor, duyarsız, sağır, kör dünyanın gözleri önünde hürriyetten mahrum ediliyor, insan onuruna yakışmayan zulümlere, işkencelere maruz bırakılıyor ve adeta soykırıma tâbi tutuluyorlar. Doğu Türkistan’ın köklü tarihi geçmişine ve sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik zenginliklerine rağmen yaşadığı dram, 21’inci yüzyılda insan hakları, hukuk, demokrasi, halk iradesi gibi kavramları çok kullanan dünyanın gelişmiş ülkeleri ve yurdumuzdaki çevrelerin ilgisini çekmiyor” diyerek sözlerine son verdi. •Tuba Kaya

Kaynak:Konya'nın Sesi